ADAYLAR VE YIKILAN TABULAR....

Ali Ayhan Özçubukçu

6 yıl önce

<p><strong>Seçim çalışmaları sırasında beşeri ilişkilerinde ki sıcaklık ve samimiyet, ortaya koyduğu davranışlar Ekrem İmamoğlu’nun alışıla gelen adaylardan çok farklı olacağını anlatıyordu. Nitekim engin hoşgörüsü ve sabrı ortaya çıkan provokasyon girişimlerini de boşa çıkardı. Seçim sonuçlarından anlaşıldığı gibi AKP cenahı klasik eleştirilerinin bu aday üzerinden sonuç almaya yetmediğini acı tecrübeyle gördü. Genç, samimi, sempatik, toleranslı, kafası projelerle dolu, dedikodu ve yalana prim vermeyen görüntüsü ve çok çalışkan oluşu toplumda kısa zaman da kabul görmesi ile sonuçlandı. Halbuki Binali Yıldırım’ı aday yapan AKP muhafazakar seçmen tabanında CHP Adayının hiçbir şansının olmadığını geçmişte ve sonuç aldığı yöntemlerle yine başarılı alacakları tezine dayandırmıştı. AKP’nin kuruluşundan bu yana sıkıştığı her dönemi CHP ve Genel Başkanı üzerine dikkati çekmek suretiyle atlatmıştır. Zira Cumhuriyeti kuran bu partiye aşağı yukarı yüz yıldır muhafazakar kesim aynı argümanla şartlandırılmıştır.</strong></p> <p><strong>         Dinsizlik; ibadetlerin engellenmesi; kuran kurslarının yasaklanması; baş örtüsü zulmü gibi gerekçeler muhafazakarlar la CHP arasına aşılmaz duvarlar örmüştür.</strong></p> <p><strong>         Ancak bu seçimde kafalar da ki CHP’li şablonunu yerle bir eden Ekrem İmamoğlu aday yapıldı. İlk halkla temaslarında aynı ön yargıyla karşılaşan İmamoğlu; yılmadan, usanmadan, sabırla farkını gösterdi ve anlattı. Din ile barışık olmadığı adeta hüküm haline getirilen CHP’li aday Cuma namazlarına gitti. Son derece doğal ve her zaman yaptığı ibadetindeki samimiyet toplumda hayret ve sevinçle kabul gördü. CHP’li aday dine mesafeli olmak bir yana asgari anlamda dini vecibelerini yerine getiren Müslüman kişiliği ile muhafazakar zihinlerde hak ettiği yeri aldı. Hele okuduğu Kuran-ı Kerim kendisi adına oluşabilecek şüphe kırıntılarını bile ortadan kaldırdı.</strong></p> <p><strong>         31 Mart seçimleri kazanan-kaybeden değerlendirmesinden çok daha önemli kafalarda yıkılan ön yargılarla siyasi tarihimizde yerini alacaktır.</strong></p> <p><strong>         Bu genç aday bütün pozitif özelliklerinin yanı sıra dini anlamda verdiği imtihanla hem kendisi hem partisi adına çok önemli bir sonuç almıştır.</strong></p> <p><strong>         Din kimsenin veya bir partinin tekelinde değildir. Toplamcı değerlendirmeler de hatalı sonuçların ortaya çıkması kaçınılmaz olur, işte bu tespitlerden sonra toplumda ki gerginliklerin dini benzerlik ve alışkanlıklar la yerini uzlaşma ve anlayışa bırakacağını söylemek kehanet olmaz.</strong></p> <p><strong>         Bence bu seçimler de en önemli sonuç gençlerin önüne rol model olarak koyabileceğimiz siyasilerin ortaya çıkmasıdır. Parti amblemlerini düşünmeden, adayların özelliklerine baktığımız da gençlere örnek olacak davranışlar sergilediklerini görüyoruz.</strong></p> <p><strong> </strong></p> <p><strong>         Tatlı dil, güler yüz özgüven bilgi ve donanım, sabır, gayret, çalışkanlık, tevazu, kararlılık ve mücadele azmi sertlikten dolayısıyla kamplaşmadan uzak yapıcı ve kucaklayıcı tavırlar ülkemizin şiddetle ihtiyaç duyduğu hasletlerdir.</strong></p> <p><strong>Siyasiler de maalesef alışkanlık haline gelen kavgacı üslup toplumda her anlamda gerginlik ve huzursuzluk kaynağı olmaktadır. Bu bakımdan bu genç adaylara parti gözlüğü ile değil, ülkemizin ihtiyaç duyduğu barışçı davranışları açısından bakmak gerekir. Dikkatle değerlendirdiğimizde gençlerin önüne idol olarak herhangi bir sahada mükemmel örnekler çok az. Bilim insanları, basın mensupları, sanatçılar, sporcular, siyasetçiler, iş adamları örnek insan çıkarmakta zorlanıyorlar. Toplumun önüne iki topçu, üç popçu, beş manken, tetikçi, televizyoncular ve gazeteciler dışında kimse konulmuyor. Bunlar da cinselliği sanatçılık, şarlatanlığı sporculuk, iftira ve tehdidi gazetecilik olarak piyasaya sürüyor.</strong></p> <p><strong>Bu bakımdan 31 Mart seçimleri başta siyasiler olmak üzere mükemmel örneklerin çoğalacağı milat olmalıdır.</strong></p>
YAZARIN DİĞER YAZILARI