AKP DAĞILIYOR MU?

Ali Ayhan Özçubukçu

<p>Sayın Cumhurbaşkanı’nın Ekrem İmamoğlu’na yönelik, seçimi kazanması halinde, doğacak yasal engelleri, ısrarla ve çok sert bir üslupla ifade etmesi ciddi huzursuzluk yaşadığı gözlenen kendi tabanını teskin etmeye yönelik bir mesaj olarak değerlendiriliyor.</p> <p>AKP adına,31 Mart yaşadığı en önemli seçim yenilgisi olması bakımından milat kabul edilebilir. Gerçi daha önce 7 Haziran 2015 seçimlerinde yaşadığı mağlubiyeti her zaman olduğu gibi Bahçeli’nin kıvrak figürleriyle atlattı. Siyasi açıdan İstanbul’la adını duyuran Recep Tayyip Erdoğan yine bir İstanbul seçimiyle siyasi hayatının en önemli imtihanını vermek durumuna geldi.</p> <p>Daha önceleri parti kuracakları söylenen Ahmet Davutoğlu ve Abdullah Gül destekli Ali Babacan’ın rivayetten hakikate evrilen somut adımları, AKP içindeki arayışlara yeni adres olarak gösteriliyor. Bu girişimlerin telaş ve heyecana sebep olduğu, eski kurucuların alelacele devlet bankaları, yönetim kurulu ve başkanlıklarına getirilmesi partiden kopmaları muhtemel isimlerin yeniden monte edilmesi olarak yorumlandı. Elbette bu tür tasarruflarla kayma eğilimindeki parti tabanı belli bir süre teskin edilse bile uzun ömürlü olmaz.</p> <p> Bu konuda AKP seçmeninin önüne değişik alternatifler birbiri ardına getiriliyor.</p> <p> Merhum Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan tarafından kurulan Yeniden Refah Partisi; Temel Karamollaoğlu’na yönelik muvaza hareketi olarak Sayın Cumhurbaşkanı tarafından zımnen desteklendi. Ancak dağılma sürecine giren AKP’den hatırı sayılır pay alacağı söylenebilir. Ama en büyük darbeyi Davutoğlu, Babacan kıskacında, birlikte ya da ayrı, ayrı kurulacak partilerden görecektir. Bu konuda göz ardı edilmemesi gereken en önemli ayrıntı, AKP içinde yeni bir siyasi çıkışa icazet veren üst akılın; tercihini bu şekilde yapmasıdır.</p> <p>Geçmişte AKP projesini hayata geçiren irade bu gün yeni hareketin startını vermiş görünüyor. Zira bu isimler gerekli güvenceyi almadan böyle risk dolu bir adımı atamazlar.</p> <p>Bütün bu gelişmeler, artık başlangıcın sonunu yaşadığı anlaşılan AKP’nin mirasçısı olan isimlerin, potansiyel gücünü ve tabanda yapacağı tahribatın büyüklüğüne de tevil kabul etmeyecek şekilde ortaya koyuyor. Bu oluşumların yanı sıra aynı siyasi gelenekten gelmelerine rağmen son dönemlerde en fazla ihtilaf yaşadıkları Temel Karamollaoğlu riyasetindeki Saadet Partisi bu seçimlerde AKP’den koparacağı ciddi oranda oy adediyle en büyük sürprizi gerçekleştirecek, beklenen dağılmanın olması halinde ise büyük bir pay alacaktır. Bütün bu gelişmelere paralel ortaya çıkmış ya da çıkacak merkezde bir partinin eski DYP-ANAP ve diğer liberal oyları toparlayacağı hesaba katılmalıdır. Bu konuda kendisine çeki düzen vermesi durumunda İYİ Partinin bu işlevi yerine getirebileceğini söyleyebiliriz. Aksi durumda ise Hüsamettin Cindoruk’tan müsaade almış bir merkez sağ parti yeni siyaset sahnesinde yerini alacaktır.</p> <p>İşte dağılması halinde olabileceğini ön gördüğümüz değişik senaryolar AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından da eminim düşünülmektedir.</p> <p>Bu bakımdan Ekrem İmamoğlu’na “kazansa da başkanlık yapamaz” yollu tehditlerin altında, panik halindeki AKP tabanına moral vererek, zaman kazanma isteği kendini gösteriyor. Böylece İstanbul seçimini kazansa da, hukuki ve siyasi manevralarla başkanlığı engellenecek Ekrem İmamoğlu’nun yerine kayyum atanması ya da hapse atılması durumunda; Büyükşehir Belediye Meclisindeki çoğunluğa dayanarak AKP’den birinin başkanlığa atanacağı ümidiyle, parti tabanında kopmaları önlemeye çalışıyor.</p> <p>                İkinci defa tekrarlanan seçimin sonuçlarıyla oynamanın, siyasi ve toplumsal riskini bilmesine rağmen Sayın Erdoğan’ın klasikleşen, zamana yayarak unutturma stratejisinin sonuçlarına hep birlikte şahit olacağız.</p> <p>Rahip Bronson konusunda söyledikleri henüz unutulmadı. ”Ben sağ olduğum sürece ceza evinden çıkamaz” demesine rağmen ABD Başkanı Trumph’un bir telefonuyla hapisten çıkarıldığını, arkasından ülkesine yollandığını gördük ve yaşadık. Alman vatandaşı gazeteci Deniz Yücel, Merkel’in arzusu üzerine cezaevinden salıverileceği iki gün önceden biliniyordu. Bu sebeple Almanya kiralık uçak göndererek vatandaşını ülkesine getirdi. Son olarak ABD vatandaşlığına geçen elçilik çalışanı fetöcü, yine Trumph’un telefonu ile ev hapsine çıkarıldı. Bağımsız yargımız(!) başkanların telefonlarından sonra hep tesadüfen tahliye kararı verdi. Eh artık Sayın Cumhurbaşkanımızı son tahliye edilen fetöcü ülkesine giderken, arkasından bir sürahi su dökerse şaşırmam.</p> <p>Bütün bu parmak sallamalara rağmen sonuca bakarsak seçimi yeniden kazanan İmamoğlu çatır çatır İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını yapacaktır. Bu böyle biline…</p> <p> </p>
YAZARIN DİĞER YAZILARI