Aynı nakarat…

Çetin Ünsalan

5 yıl önce

<p><strong>Türkiye ekonomisinin sorunları çok belli. Yaşananlar da öyle… Hemen her dönemde çözülmeyen kronik sorunlarımızla, çözüm konuşmayan yapımız birleşince, ağırlaşan bir tablo ve onun reddiyle yaşadığımız bir kısır döngü içerisindeyiz.</strong></p> <p>İster hoşa gitsin, ister gitmesin ama silkelenmek adına bu sorgulamayı sizlere hatırlatmak durumundayım. Çalışan cephesinden işverenlere, memurundan esnafına, emeklisinden öğrencisine kadar sürekli ortaya konulan talep ve sesini duyurma isteği, problemlerin kabul edilmemesi nedeniyle telafisi zor bir hal alıyor.</p> <p>Hemen her konuda böyle de ekonomi üzerinden gidelim. Herhangi bir veri açıklanıyor; ardından açıklama geliyor. Elbette açıklamada da ekonominin patronunun söylemlerini dikkate almamız gerekiyor.</p> <p><strong>Ocak 2019:</strong> “Öncelikli hedef yıl sonu hedeflerinin tutturulması, reel ekonomi ve dengelenme sürecinin ortaya koyulması. 2019, 2020 ve 2021 döneminin sonunda da tek haneli rakam hedefimiz.”</p> <p><strong>Şubat 2019:</strong> “2019’da 2,5 milyon yeni istihdamı hayata geçireceğiz.”</p> <p><strong>Mart 2019:</strong> “2019’un ilk çeyreği çok daha iyi bir büyüme rakamı geliyor.”</p> <p><strong>Nisan 2019:</strong> “Dolaylı vergileri azaltıp dolaysız vergileri artırarak verginin tabana yayılmasını sağlayacağız.”</p> <p><strong>Mayıs 2019:</strong> “…mayıstan sonra, haziran, temmuz aylarında turizm ve benzeri sektörlerimizin de etkisiyle bu rakamın 1 milyonun üzerine çıkacağını ve işsizlikte trendin aşağı yönlü bir şekilde, 13,12,11 buraya doğru hızla gittiğini bugün de yarında görmeye başladık.”</p> <p><strong>Haziran 2019:</strong> “Haziran’da yeni bir dönem başlayacak.”</p> <p><strong>Temmuz 2019:</strong> “Haziran rakamları ile yıllık hedefimizin altına geldik. Gıda tarafındaki kazanımlarımızı özellikle yapısal adımlarımızla koruyacak ve önce tek haneli enflasyonları görecek, ardından yılı hedeflerimizin altında bir oranda kapatacağız.”</p> <p><strong>Ağustos 2019:</strong> “Tarımsal üretimde finansman ihtiyacını en uygun modellerle karşılamaya devam edeceğiz.”</p> <p><strong>Eylül 2019:</strong> “Türkiye kritik bir dönemde kritik bir coğrafyada son 6 yılda çok önemli sınamalardan geçerek bugün belki de dünyada bağışıklık sistemini her geçen gün daha ileri bir noktaya taşıyan bir döneme geldi.”</p> <p><strong>Ekim 2019:</strong> “Şimdi toparlanma ve büyüme dönemiyle beraber istihdamda önemli katkı sağlayacağız.”</p> <p><strong>Kasım 2019:</strong> “Piyasada eylül ayından itibaren bu istihdam artışını görüyoruz. İstihdam noktasında iyi neticeler almaya başladık.”</p> <p><strong>Aralık 2019:</strong> “4. çeyreğe ilişkin öncü göstergeler, büyüme ivmemizin artmaya devam ettiğini gösteriyor. Yüzde 5’lik büyüme hedefimiz için sanayi katma değerini artırmaya, özellikle yatırımlar tarafındaki toparlanmayı hızlandırmaya, üretim ve istihdam odaklı sektörleri güçlendirmeye odaklanacağız.”</p> <p>Baz etkisi kalktı, enflasyon iki haneye çıktı. Şimdi yüzde 12 hedefine sığınılıyor. Büyüme ilk iki çeyrekte eksi geldi, üçüncü çeyrekte yüzde 0,9’luk artışa sevinir, yıllık büyümede sıfırın biraz üstüne razı olur hale geldik.</p> <p>Vergiler içindeki dolaylı vergilerin oranı değişmezken, inşaat sektörü daralmasını sürdürdü. İşsizlik yüzde 14’ü gördü ve artma eğilimini ortaya koyuyor. Tarımdan sanayiye yerli tedarik oranlarında halen gözle görülür bir iyileşme yok.</p> <p>Krizlere bağışıklık noktasındaki durumumuza baktığımızda mektupla tehdit edilecek noktadayız. 2020 ile ilgili gerçek anlamda hiç kimsenin gerçekçi bir fikri yok; zira öngörülebilir olmaktan uzak.</p> <p>Reel sektörün borçları tedirgin etmeye devam ediyor. Trend devam ederse konuşulmayan konkordatoların yıl sonunda 4 bini bulma ihtimali ortaya konuluyor. Bu arada kurumlarda değişimle başlayan istatistiklere ve açıklamalara olan güvensizlik de işin cabası.</p> <p>Peki hepsini attım bir kenara, hepsi için bir süreç gerekiyor. Bunu kabul ediyorum etmesine de, çözüm adına gerçekten ne yapıyoruz; işte aynı nakaratı dinlerken, onu ıskalıyoruz. Kızmaca, darılmaca yok. İşin gerçeği ve manzarası bu. Gerisi mi? Onun takdirini de herkes kendi yaşadığıyla söylemleri mukayese ederek yapsın.</p>
YAZARIN DİĞER YAZILARI