<p><strong>18.81 Atatürk’ün doğum tarihi.</strong><strong>Bu ilâhi bir tesadüf. Bahçeli defterinin </strong><strong>dürüleceği düşünülen 31</strong><strong>Mart seçimlerinde davulla zurnayla </strong><strong>% 18,81 oy oranıyla çok başarılı </strong><strong>olduğunu ilan etti. Ama baltayı da </strong><strong>taşa vurdu. Muhtelif rakamların </strong><strong>zikredilmesine rağmen yuvarlak hesapla </strong><strong>Cumhur İttifakı’nın oyu %52. </strong><strong>Toplam oydan 18,81 çıkardığınızda</strong><br /><strong>kalan 33,19 AKP’nin oy oranı olarak </strong><strong>görünüyor. Bu hesap mantığı ile </strong><strong>aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen </strong><strong>bıyık.</strong><br /><strong> Bilge lider(!) hesabı ancak bu </strong><strong>kadar ihtişamlı olur… </strong><strong>Sayın Cumhurbaşkanı minik </strong><strong>ortağının hesabını doğru kabul </strong><strong>ederse, AKP tarihinin en düşük</strong><strong>oyunu almış olacak. Dolayısıyla </strong><strong>hezimete uğradığını kabul edecek. </strong><strong>Aksi durumda MHP oyları %8 bile </strong><strong>olmayacak. Bu defa hezimet olgusu </strong><strong>Bahçeli’nin hesabına eklenecek. </strong><strong>Allah böyle bilge lider matematiğinden </strong><strong>ülkemizi korusun. </strong><strong>Bu tür hesaplamalar kapalı</strong><br /><strong>kapılar arkasında yapılmış olsaydı </strong><strong>ortaklar üstünü örter dolayısıyla </strong><strong>siyasi krize dönüşmezdi. Ancak; </strong><strong>Bahçeli’nin gerçekleri ortaya </strong><strong>çıkarma konusunda erdemli(!) </strong><strong>davranışı Cumhur İttifakı’nı çatlattı. </strong><strong>Ortaya çıkan siyasi tabloya rağmen </strong><strong>Bahçeli’nin gösterdiği alınganlık ve </strong><strong>hırçınlık MHP’nin seçim bilançosuyla </strong><strong>ilgili olamaz. Adana ve Mersin’i </strong><strong>kaybetmesine rağmen AKP’nin </strong><strong>elinde olan 7 ili kazanmış olmasıyla </strong><strong>seçimden karlı çıkan 2. Parti konumuna </strong><strong>geldi. Bu bakımdan Bahçeli’nin </strong><strong>başarılı olduğu düşünülebilir. </strong><strong>Peki bütün müspet şartlara </strong><strong>rağmen keskin sirke misali her </strong><strong>tarafa çatma sebebi ne? Şu anda </strong><strong>ekonomik tablonun alarm vermesi </strong><strong>sorunların çok güçlü toplumsal </strong><strong>ittifakla aşılabileceği bilinmesine </strong><strong>rağmen Bahçeli’nin ülkenin %50 sini </strong><strong>temsil eden Cumhur İttifakı ısrarı </strong><strong>hayırlı sonuç vermez.</strong><strong>Böyle bir tavır her anlamda</strong><br /><strong>tahribata sebep olur. Bu olumsuz </strong><strong>davranışlar yetmezmiş gibi İstanbul </strong><strong>seçiminin yenilenmesi gereğini yüksek </strong><strong>seçim kuruluna üst perdeden </strong><strong>telkin ve tavsiye etmesi toplum huzurunu </strong><strong>bozacak, sandığa güvenliği </strong><strong>ortadan kaldıracaktır. Hele seçimi </strong><strong>kazanmış Ankara Büyükşehir Belediye </strong><strong>Başkanı’nı tanımadığını ısrarla </strong><strong>vurgulamasının bir adım sonrası </strong><strong>Ankara’da da seçimi yenileme isteğinin </strong><strong>habercisidir.</strong></p>
<p><strong>Hiçbir konuda 31 Mart’ın sonuçlarını </strong><strong>hazmedemeyen Bahçeli </strong><strong>ortaya koyduğu istek ve taleplerine </strong><strong>gerekçe olarak toplumsal vicdanı </strong><strong>göstermektedir. </strong><strong>Aşağı yukarı iki yıl öncesinde ki </strong><strong>MHP’ye bakalım. </strong><strong>Referansı vicdan olan Bahçeli </strong><strong>600 civarındaki üst kurul </strong><strong>delegesinin noter onaylı talebine </strong><strong>rağmen olağanüstü kongreyi toplamamıştır. </strong><strong>Yasal olarak 300 civarı </strong><strong>delegenin imzası ile toplanması </strong><strong>gereken kongreye, rakipleri fazlasını </strong><strong>getirmelerine rağmen sonuç almalarına </strong><strong>yetmemiştir. İktidar desteğini </strong><strong>arkasına alan Bahçeli tüm hukuk </strong><strong>yollarını tıkamış, legal girişimleri </strong><strong>bertaraf edebilmiştir. Sonuçta türlü </strong><strong>ayak oyunları ve zorlamalarla adalet </strong><strong>ve vicdanla birlikte rakiplerini de </strong><strong>partiden uzaklaştırmıştır. </strong><strong>Milliyetçiliğin yakın tarihimizdeki </strong><strong>ilhamı ve örneği Kuvâyı </strong><strong>Milliye'dir. Sahip olduğu inançla </strong><strong>Kurtuluş Savaşı’nı kazanmış cennet </strong><strong>vatanımızı bizlere mukaddes </strong><strong>bir emanet olarak bırakmıştır. </strong><strong>Efsanelerimizde ki Bozkurtlar da </strong><strong>tıpkı kuvvacı’lar gibi esarete boyun </strong><strong>eğmezler. </strong></p>
<p><strong>Özetle Milliyetçilik haksızlığa </strong><strong>adaletsizliğe isyandır, itirazdır. Bu </strong><strong>uğurda mücadele etmekten, savaşmaktan </strong><strong>çekinmezler. </strong><strong>Ne yazık ki milliyetçiliğin içini </strong><strong>boşaltarak slogana indirgeyen </strong><strong>Bahçeli, mensuplarından sadece </strong><strong>ve sadece biat beklemektedir. Bu </strong><strong>özelliğiyle kendisine MHP Genel </strong><strong>Başkanlığı’ndan ziyade, cüppe ve </strong><strong>sarıkla kuracağı cemaate şeyh</strong><br /><strong>olmak daha çok yaraşacaktır. Böylece </strong><strong>icaplarını yerine getirmediği </strong><strong>milliyetçiliğin vatanseverliğin ağır </strong><strong>mesuliyetinden kurtulur.</strong></p>
<p><strong> </strong><strong>PKK ile işbirliği yaptığını iddia </strong><strong>ettiği belediye başkanlarının, ortağı </strong><strong>tarafından indirilen T.C ibarelerini </strong><strong>yeniden takmasıyla duymayacağı </strong><strong>utancı yaşamaz. </strong><strong>Yine ortağı tarafından yasaklanan </strong><strong>“TÜRKÜM, DOĞRUYUM” diye </strong><strong>başlayan ANDIMIZIN yeniden okunması </strong><strong>teklifine mecliste çekimser oy </strong><strong>vererek sağladığı desteğin, vebali </strong><strong>ve derin hicabından belki utanır.</strong></p>
<p><strong>Yunanlı’ların çıkaracaklarını </strong><strong>söyledikleri 12 millik kıta sahanlığı, </strong><strong>işgal edilen 18 adamız, özelleştirme </strong><strong>numarasıyla satılan şeker </strong><strong>fabrikaları, peşkeş çekilen stratejik </strong><strong>önemdeki tank palet fabrikası, gıda </strong><strong>da bile dışa bağımlı hale gelişimiz </strong><strong>yanında, GDO’su ile oynanmış </strong><strong>ürünleri, hormonlu etleri kısa ve </strong><strong>orta vadede başta kanser olmak </strong><strong>üzere sağlığımızı tehdit eden gıda </strong><strong>terörünü konuşmak zorunda da </strong><strong>kalmayacaktır.</strong></p>