<p><strong>17 gündür içimiz dışımız mazbata oldu. Sabah akşam İstanbul ilçelerinde tekrar tekrar yapılan sayımların yanında biri bitmeden diğeri başlatılan seçim kurullarına yapılan itirazlar, süreci hukuki olmaktan çıkarıp tamamen siyasi mecraya taşıyor. Bu konuda seçim işlemlerinden sorumlu yetkililerin canhıraş gayretlerini anlamak mümkün. Zira siyasi hayatları bitecek. Ancak AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan seçim akşamı İstanbul’un kaybedildiğini muhtemelen biliyordu. Kazanılan iller arasında İstanbul’un sayılmaması daha ziyade oy oranları ile alakalı rakamlar vererek totalde seçimin kaybedilmediği inancını yerleştirme gayretini sergiledi.</strong></p>
<p><strong> İlerleyen günlerde itirazlarla İstanbul seçimi ısrarla gündemde tutuluyor. Bu tavırlar bilinçli olarak sürdürülüyor</strong></p>
<p><strong> </strong></p>
<ul>
<li><strong>Seçimi konuşmazsak on- on beş günde benzine gelen 3-4 zammı konuşacağız.</strong></li>
<li><strong>Elektriğe gelen büyük zammı gündeme getireceğiz.</strong></li>
<li><strong>Düşmeyen gıda fiyatları, el yakan pahalılığı söyleyeceğiz.</strong></li>
<li><strong>Toplumun her katmanında artan işsizlik yanında, diplomalı genç işsizlerin yürek yakan çözümsüzlüğünü anlatacağız.</strong></li>
<li><strong>Daha yılın başında tehlike sinyalleri veren bütçe dengelerinin alt üst olduğunu ifade edeceğiz.</strong></li>
</ul>
<p><strong>Bu bakından İstanbul seçimleri ekonomik krizin konuşulmasını erteliyor. Dolayısıyla hükümet bu durumun devamını kendi çıkarına görüyor. Esasen AKP tabanından gelen baskı sonucu çözümsüzlük gündemde tutuluyor. Bakara makaranın mucidi Egemen Bağış’ın makam aracı ve şoförünün giderlerinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılandığının ortaya çıkması diğer çıkacakların işaret fişeği oldu. Akla hayale gelmeyen isimlerin, akla hayale gelmeyen faaliyetleri akla hayale gelmeyen yöntemlerle İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından finanse ediliyorsa kimse şaşırmasın. Bilhassa cemaatler, tarikatlar ve vakıfların, İstanbul Büyükşehir Belediyesi gelirlerinin en büyük ortağı olduğu zaten bilinmektedir. Yanı sıra spor kulüplerinin transfer paraları, yandaş gazete ve televizyonların gerek çalışanlarının gerek kurumsal ihtiyaçlarının reklam veya daha dolaylı yollarla finanse edilmesi seçim sonucunun kimleri etkilediğini göstermesi bakımından önemlidir. Hele kuran kursları ile yatılı öğrencilerin ihtiyaçlarının temini ile esasında AKP’ye seçmen yetiştiren yapının sürdürülememe ihtimali, buralardan nemalanan insanların feryatlarına neden oluyor. Dolayısıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin sonuçları siyasi parti ve adayların meselesi olmaktan çıkıp tüm AKP yandaşlarının hayat memat meselesi haline gelmiştir.</strong></p>
<p><strong> İşte seçimin yenilenmesi teklifi bu kesimlerin tazyik ve baskısıyla yapılıyor. Peki mevcut ekonomik tablo seçimin yenilenmesine cevaz verir mi?</strong></p>
<p><strong> İmar affından gelen, paralı askerlikle toplanan şeker fabrikalarının satışlarıyla hazineye giren paralardan ne kaldı? Kalmadığını hazineden sorumlu bakanın açıkladığı ekonomik paketin içeriğinden, arkasından ABD’ye yaptığı kredi bulma çabalarından bütçenin tam takır olduğunu anlıyoruz. Finansal imkânsızlığın yanı sıra tüm dünyada mâkes bulan sonuçlarla oynamanın riskini göze almak kolay değil.</strong></p>
<p><strong>Gelelim en önemli meseleye, erken seçime her türlü ihtimali göze alarak girdiniz, peki yenilenen seçimi alma şansınız var mı? Bu konuda cevabının verilmesi gereken temel konu bu olacaktır.</strong></p>
<p><strong> </strong></p>
<p><strong>Devletin her türlü imkânını, vicdanı ve adalet duygularını hiçe sayarak kullanmanıza, basındaki korkunç gücünüze rağmen aldığınız sonuç ortada. Şimdi adeta Türkiye’nin sevgilisi haline gelmiş, her sınıf, yaş, cinsiyetin sevgi ve güvenini kazanmış ve mağdur edilmiş Ekrem İmamoğlu’nu nasıl alt edeceksiniz? 31 Mart seçimlerine nazaran AKP karizmayı çizdirmiş, dolayısıyla gücünden bir şeyler kaybetmiştir. Sadece bu olgu bile ister bürokrat ister teknokrat, ister vatandaş üzerinde yaptırım gücünü azaltmıştır. Bu bakımdan erken seçime gitme ihtimalinin zayıf olduğunu düşünüyorum.</strong></p>
<p><strong> İtirazlar traji-komik bir hal aldı. Her türlü güç, imkân ve insan kaynağını kullanma kabiliyetinize rağmen, nerede ise CHP’nin seçimde yolsuzluk yaptığı teziyle ortaya çıkıyorsunuz. Bu durumda söylediklerinize siz dahi inanmıyorsunuz. Böyle bir tablo karşısında;</strong></p>
<ul>
<li><strong>Sizlerin ne kadar yeteneksiz ve şapşal olduğunuz</strong></li>
<li><strong>Aleyhindeki şartlara rağmen rakiplerinizin iş bilir ve becerikli olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.</strong></li>
</ul>
<p><strong> </strong></p>