SANAT VE SİYASET

Ali Ayhan Özçubukçu

6 yıl önce

<p>Sanatçılar siyaset yapar mı ? Türkiye'de yaşayan her vatandaş gibi sanatçılarda siyaset yapar. Ancak topluma mal olan bu kişiler siyasi ilişkilerinin sınırlarını iyi belirlemelidir.Ülkemizde politikacıların ikballeri ve koltukların bekası adına toplumu kamplaştırması; kampları da düşmanlaştırması sınırların belirlenmesini alabildiğine zorlaştırıyor. Sanatçılıların hayranları içinde farklı siyasi görüşlerin olması son derece normal. Bu bakımdan hayranlarına karşı siyasi tercihlerini arka planda tuturak yaklaşmaları gerekir. Aksi halde toplumun tamamını kucaklama şansı olamaz.</p> <p>Sanatçıların böylesine hassas bir meselede denge kurmasının zorluğu da ortada. Bu konu Ekrem İmamoğlu’nun ‘Sanatçılar konuşsun’ çağrısıyla gündeme geldi. Bu davete olumlu cevap veren sanatçılar iktidar ve minik hempası tarafından nerdeyse vatan hainliğiyle suçlandı. Bir taraftan aklınız ve vicdanınız diğer yandan gerçekleri ifade etmeyi bile kendilerine ve iktidarlarına darbe şeklinde algılayan hükümet.</p> <p>Nasrettin Hoca, Bekri Mustafa gibi mizah ustaları siyasi ve toplumsal eleştirileriyle asılların üzerinden aşarak hiciv anıtları haline geldiler. Mizah güldürerek düşündürür. Günümüz iktidar sahipleri malesef hem gülmeye hem düşünmeye düşman. Böyle bir vasatta sanatın ve sanatçının yaratıcı özellikleri cebir hatta şiddetle bastırılıyor. Ama kendilerine biat eden, birlikte resim vererek siyasi propagandalarına malzeme olan çaptan düşmüş eski şöhretler ya da alıcısı olmayan, iktidar desteğiyle varlığını devam ettirebilen kabiliyet yoksunu, sanatçı namzetleri el üstünde tutuluyor.</p> <p>Sanatçılarda özgüven, bilgi dikkat ve yetenekle oluşur.Hiç kimse ya da kurumun müzaharetine ihtiyaç duymadan varlığını sürdüren sanatçı hakikatin yanında saf tutar. Demek ki gerçek sanatçı, hoşa gitmek, göze girmek anlayışıyla hareket etmez. Bilakis tercihlerini dürüstlük ve bağımsızlıktan yana kullanır. Ama bu davranış ülkemizde hatta dünyada muktedirleri çileden çıkarmaktadır.</p> <p>Mevcut iktidarın hoşuna giden artist ya da türkücüler genelde eskimiş ve unutulmuş isimlerden oluşmaktadır. Geçmişte hasbelkader şöhret olmuş kimileri, unutuldukları zaman akıl almaz çılgınlıklar yaparak magazin basınında yer almaya çalışır. Çırılçıplak verdiği pozları, hakaret davaları ya da miras kavgalarıyla manşete çıkmak isterler. Bir başka yöntem ise iktidara reklam malzemesi olmaktır. Hülya Koçyiğit, Ibrahim Tatlıses, Emel Sayın, Kadir İnanır, Ajda Pekkan, Ahmet Özhan, Yavuz Bingöl ve Orhan Gencebay isimleri anlatmak istediğimizi en iyi şekilde özetlemektedir.</p> <p>Kadın ya da erkek geçmişte canlandırdıkları rollerde; baskıya, haksızlığa, toplumdaki yanlış namus anlayışına karşı verdikleri mücadelerlerle hafızalarımızda yer ettiler. Ama belli ki senaryoları hiç okumamışlar. Şayet okumuş olsalardı iktidarın yanında yer almak yerine vicdanı ve adaleti savunur; mağdur ve mazlumu desteklerlerdi. Özellikle Kadir İnanır ve Orhan Gencebay canlandırdıkları karakterlere taban tabana zıt davranışlar ortaya koyuyorlar. Ya arabeskçi yönüne kral denen Orhan abimiz?Garibanın çilekeşin feryadını sazıyla sözüyle anlatıp gönüllerde taht kurmasına rağmen şimdi saraya kapılanması hayranlarını hayal kırıklığına uğrattı.</p> <p>Bazıları için rol model olan İbrahim Tatlıses’in çalıştığı pavyonlarda öndeki masaların önemini unutmadığı her davranışında kendini gösteriyor. Malum ön masalar güç ve para demektir.</p> <p>Muktedirlerin anlamak istemedikleri en önemli husus: İktidar gücünü ellerinde tuttukları sürece sanatçı ve sporcuları yanlarında tutabilirler. Ancak ideal olan, toplumu inandıkları değerler ve hedefler etrafında bir araya getirmeleri. Aslında iktidarı kaybettikleri an her şeyi kaybedeceklerini akıldan çıkarmamalılar.</p> <p>Seçim arefelerinde siyasi propagandalara dolgu malzemesi yapılan magazin ve spor dünyasının figüranları iktadarlara gerçekte hiçbir kattı sağlamaz. Tam tersine acınacak halleriyle gülünç duruma düşerler. Sonuç olarak siyasi gücü ellerine geçirenler sanatçıları tehtid etmek yerine makul ölçüler içinde yapılacak tenkitlere gögüs gelmeliler. İktidar bu olgunluğu gösterebilse toplumsal barışa en büyük hizmeti yapmış olacak.</p> <p>Sanatçıların verecekleri mesaj diğer katmanlara nazaran hem hızlı hem etkili olacağına göre, siyasiler ülkemizin bugünün geleceği için bu alternatifi kullanmalılar. Sanat ve sanatçıyla kavga ederek başarılı olunamaz.<br />Unutmayalım Arjantin’de diktatör Pinoche’yi koltuğunda indiren slogan haline gelen bir şarkı oldu.</p>
YAZARIN DİĞER YAZILARI