YENİ TREND PONTUS

Ali Ayhan Özçubukçu

<p>23 Haziran’da yenilenecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi, eski ve bilinen bir takım kavramların adayları yıpratmak amacıyla kullanılması noktasına taşındı.</p> <p>Esenler’in AKP’li  Belediye Başkanı tarafından kapalı salon toplantısında Ekrem İmamoğlu’na Yunan –Rum olduğu ima’sıyla başlatılan saldırı İslambul şeklinde telaffuzla bu iddiayı destekleyen Sayın Cumhurbaşkanı’nın mesajı ve cesaretlenen malum taife, nihayet Pontus olduğuna karar verdi. Gerçi İstanbul seçimini hayat memat noktasına taşıyacakları tahmin ediliyordu. Ancak cüreti bu kadar ileri götürecekleri de beklenmiyordu. Hiçbir ahlaki ve vicdani kaygı taşımadıkları muhtelif makam ve seviyedeki partilinin koro halinde bağırmasından anlaşılıyor. AKP kurmaylarının geçmişten beri kamu oyunun tepkilerine çok önem verdiği sık sık anketler yaptırdığı ve buna bağlı adımlar attığı bilinen bir gerçek. Hal böyle iken Trabzon , Giresun ve Ordu’da ki muazzam kalabalıklara, heyecanlı ve infial içindeki kitlelere rağmen aynı söylemlerde ısrar etmek anlaşılır gibi değil. Kendi tabanını konsolide ettiğini zannederken kitlelerin Ekrem İmamoğlu’na kaydığını görmüyor olmak tam bir akıl tutulması. Sanki gizli bir el iktidar partisi içinde iktidarın hezimetine çalışıyor.</p> <p>Esasında göre bana, göre  bütün olumsuzluklar minik şerik Bahçeli’nin gelişiyle başladı. Bu ortaklıkla AKP’nin balans ayarı bozuldu. Bilindiği gibi geçmişte çok yakın aralıklarla birbiriyle çelişen demeçleri bile toplum tolere ediyordu. Ancak Cumhur denilen gerçekte arabeks ittifakı toplumdaki bölünmeyi alabildiğine keskin hale getirdi. Karşılıklı kuşku, şüphe,  güvensizlik yeniden bir araya gelebilme ihtimalini tamamen ortadan kaldırdı. Kendi koltuğunu sağlama almak için, onlarca yıllık yoldaşlarını harcayanlar, Cumhur ortağına elbette acımaz.</p> <p>Suda boğulanı kurtarmaya çalışanlara fazla yaklaşmaması tembihlenir. Zira panik halindeki kişi kurtarıcının boynuna sarılarak elini kolunu kullanamaz hale getirir, ikisi birden suyun dibini boylarlar. İşte Cumhur denilen arabesk ittifakın; gerçek vaziyeti bu.</p> <p>                Gelelim AKP kurmaylarının yeni trendi Pontus ithamına. Bu tip yaftalamalar kendi seçmeninde bile aksi tesir yaratıyor. Geçmişte her türlü milliyetçiliği ayaklar altına almaktan bahsedenler bu gün rakibinin Pontus olduğunu iddia ederek oy devşirme hesabı yapıyor; ne hazin çelişki.</p> <p>Çünkü AKP tabanda milli hassasiyet yok mesabesinde.</p> <p>Şayet bu duyarlılık olsaydı;  kıta sahanlığı, işgal edilen 18 ada, Kıbrıs, açılım süreci, seçime çeyrek kala Abdullah Öcalan’ın görüşme yasağının kaldırılması, başından beri iflas etmiş ve başımıza türlü gaileler açan Irak ve Suriye politikası, Trump ve Merkel’in kendi vatandaşı olan tutukluların serbest bırakılması isteklerinin anında yerine getirilmesi,  stratejik öneme sahip olan tank palet fabrikasının Katarlılara peşkeş çekilmesi, yapılan özelleştirmeler,  üretmeden tüketen, sadece ithalata dayalı ekonomik modeller ve daha sayamadığımız onlarca ana başlıkta ifade edilecek gayri milli uygulamalar.</p> <p>Şayet Milli refleks olsaydı AKP iktidarı çoktan devrilirdi.</p> <p> Bu bakımdan Pontus suçlaması keskin şekilde ayrışan seçmen nezdinde pek kabul görmedi, ama maşeri bir merakın da fitilini ateşledi.</p> <p> İstanbul’u idare edecek yöneticilerde soy sop aranırken ve bu soru kamuoyunun gündemine iktidar yetkilileri tarafından taşınırken, fırsattan istifade bende ülkemizi yönetenlerin şecerelerini öğrenmenin hakkımız olduğunu düşünmeye başladım.</p> <p>Bu bakımdan Pontus’la başlayan bu krizi fırsata çevirerek, dini, siyasi, ekonomik, diplomatik, askeri, hukuki hatta eğitim, kültür, sanat ve basın dünyamızda tüm seçkinlerin soy kütüğünü öğrenmemizin ciddi faydalar sağlayacağını düşünüyorum.</p> <p>Faraza şu anda manevi dünyamızı inşa etmeye çalışan ve bu konuda verdikleri fetvalarla bize yol gösteren bütün şıh, şeyh, hoca, müderris ve imamların şecerelerini bilirsek daha iyi olmaz mı?</p> <p>Mesela gerek iktidar gerekse muhalefet partilerinin genel başkanlarından başlayarak genel başkan yardımcılarının, genel sekreterlerin, muhasiplerin hatta disiplin kurulları ve parti meclisi üyelerinin, tüm bakanların soylarını bilmek son derece yararlı olacaktır. Hele ekonomi dünyamızın en önemli kuruluşlarından Tüsiad ve musiad’ın yönetici ve üyeleriyle birlikte odalar ve borsalar birliği yöneticilerinin hatta esnaf ve sanatkarlar konfederasyonu yöneticileriyle, işçi ve memur sendikalarının sevk ve idare edenlerin nesebini öğrenmek sayısız faydalar sağlayacaktır. Keza ülkemizi yabancı ülkelerde en üst düzeyde temsil eden diplomat ve ataşelerin menşeleri hakkında bilgi sahibi olmak onların icraat ve uygulamalarını daha gerçekçi değerlendirmemize imkan verecektir.</p> <p>Malum olduğu üzere mevcut iktidarın başlangıç yılları ordu ve yargı vesayetiyle mücadele ederek geçti.  Bu bakımdan özellikle generallerin soy kütüklerinin bilinmesinin sayısız yararı olacağını söylemeye gerek yok.</p> <p>Yüksek yargı mensupları ve Barolar birliği yöneticileri de bilinmeli, izlenmeli ve dikkatle değerlendirilmelidir.</p> <p>Kültür ve sanat erbabının toplundaki köklü ve kalıcı etkileri düşünüldüğünde tiyatrocu, yazar, şair müzisyen ve diğer tüm alanlarda eser verenlerin büyüteç altına alınması icap eder.</p> <p> Hele yazılı ve görsel basın. Gerek basın kuruluşlarının sahipleri, gerekse çalışanları; yanı sıra üniversite rektörleri, dekanları ve prof ünvanlı medya silahşörleri de mebde ve menşeleri itibarıyla sır olmaktan çıkarılmalı ve kamuoyu bu yönde ayrıntılı olarak bilgilendirilmelidir.</p> <p>Son söz olarak AKP kurmaylarının, Pontus imtihanı bütün kademelerde görev yapanların şecerelerinin ortaya çıkmasına hayırlı bir vesile teşkil edecekmiş gibi görünüyor…</p> <p>               </p>
YAZARIN DİĞER YAZILARI