USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Röportajlar

Aile içi çatışmalar bipolar hastalığını tetikliyor

Bu nedenle yalnızca hastanın farkındalığının arttırılması değil, ailenin de eğitilmesi oldukça önemlidir.” dedi.

Aile içi çatışmalar bipolar hastalığını tetikliyor
22-12-2023 14:24
22-12-2023 14:27

Aile içi çatışmalar bipolar hastalığını tetikliyor

Bipolar hastalar kavga çıkarıyor ve aşırı para harcıyor

Kronik bir hastalık olan bipolar bozukluk hastalığının iyilik dönemleri olduğunu belirten uzmanlar, bu dönemlerin kişiye özel tedavilerle sağlanabildiğini söylüyor. Aile içi çatışmalar ve sosyal desteğin azalmasının hastalığın tetiklenmesinde rol oynayabildiğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir Yağız, “Eğer ailenin veya çevrenin hastalığa yönelik farkındalığı düşükse bu, kişinin tedaviye ulaşmasında birtakım engellere ve ihmale sebep olabilir. Bu nedenle yalnızca hastanın farkındalığının arttırılması değil, ailenin de eğitilmesi oldukça önemlidir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir Yağız, duygusal değişimlere yol açan bipolar bozukluk hastalığının belirtilerini, tedavi sürecini ve ailelerin rolünü anlattı. 

Bipolar bozukluk nedir?

Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir Yağız, bipolar bozukluğun kişinin duygudurum ve davranışını etkileyebilen psikiyatrik bir hastalık olduğunu belirterek, “İki uçlu mizaç bozukluğu, manik depresif hastalık olarak da biliniyor. Bipoların bir ucunda depresif dönem diğer ucunda ise mani dönem olarak adını verdiğimiz epizodlar bulunur. Kişide yoğun çökkünlük ve mutsuzluktan, taşkın bir enerjiye uzanan ciddi değişikliklere yol açar.” dedi.

Mani dönemde kişide aşırı coşkulu, taşkın bir duygudurum görülüyor

Mani döneminde kişide aşırı coşkulu taşkın bir duygudurum görülebildiğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir Yağız, şöyle devam etti:

“Kişinin kendine olan güveninde, enerjisinde, konuşma hızında, libidosunda, gergin ya da ani hareketlerinde artış görülebilir. Kişi her zamankinden az uyku ihtiyacı hissedip az uyumasına rağmen enerjik olabilir. İrritabilite dediğimiz kavgaya yatkınlık artabilir. Aşırı para harcamaları olabilir. Yapacakları ile ilgili gerçekdışı birtakım inanışları olabilir. Muhakeme ve yargılama zayıflayabilir. Odaklanmada güçlük, bir düşünceden diğerine atlama, zihinde düşüncelerin uçuşması, düşünmeden hızlı kararlar verme gibi belirtiler mani döneminde görülebilir.”

Depresyon döneminde maninin aksine uykuda artış görülüyor 

Depresyon döneminde ise manideki o aşırı coşkulu taşkın duygudurumun aksine çökkün, üzüntülü, sıkıntılı, boşlukta hissetme gibi hisler görülebildiğini de anlatan Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir Yağız, “Kişi gittikçe ilgisini ve isteğini yitirmeye başlar, bu duruma enerjisindeki azalma eşlik eder. Karşılaştığı problemlere yönelik baş etmede güçlükler yaşar. Özbakımı azalır. Uykuya dalmada ve erken uyanmada güçlük yaşar. Yine maninin aksine uykuda artış görülebilir. İştah artabilir ya da azalabilir. Kişi kendini tükenmiş ve çoğu zaman yorgun hissedebilir. Düşünce akışı yavaşlar, karamsarlık ve umutsuzluk eşlik eder. Kendisine zarar verme veya intihar düşünceleri bu belirtiler arasında görülebilir.”

Hastaların iyilik dönemleri de var 

Bipolar bozukluk hastalarının bazen hem manik hem de depresif belirtileri aynı anda yaşayabildiklerini ve bu duruma karma dönemi (mix epizod) adı verildiğini de dile getiren Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir Yağız, şunları da kaydetti:

“Bu hastalığın kronik bir hastalık olduğunu unutmamakta fayda var. Ancak ömür boyu demek kişi ömrünün sonuna dek atak halinde hasta demek değildir. Remisyon adını verdiğimiz sağlıklı düşündüğü, sağlıklı davranışlar sergilediği, ötimik (çökkün veya taşkın olmayan normal duygudurum) hissettiği yani ne manide ne depresyonda olmadığı, iyilik halleri, iyilik dönemleri olacaktır.  Bu dönem kişiden kişiye değişmekle birlikte kişiye özel tedavilerle sağlanabilir.”

Bipolar bozukluğun tedavisi nasıl yapılır?

Bipolar bozukluğun tedavisinde mutlaka bir psikiyatri hekiminden yardım alınması ve hızlıca düzenli tedaviye başlanması gerektiğine işaret eden Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir Yağız, “Tedavide psikiyatrik takip, ilaç kullanımı, psikoterapi süreci oldukça kritik bir role sahiptir. Özellikle terapilerde kişi ile güven ilişkisinin terapötik bir zeminde kurulması, hastalığa yönelik farkındalığın arttırılması, tedavi uyumunun desteklenmesi, tetikleyicilerin ve stresörlerin belirlenmesi, duyguları tanıması ve regülasyon becerilerini geliştirip kullanabilmesi hedeflenmektedir.” dedi.

Aileler bipolar bozukluğu tanımalı 

Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir Yağız, bipolar bozukluğun tedavisinde ailelere çok önemli bir rol düştüğünü dile getirerek, “Bu sebeple aileler ile çalışmak oldukça önemlidir. Ailenin hastalığı tanıması, belirtileri öğrenmesi, düzenli tedavi sürecine hastanın kanalize olabilmesini desteklemesi, tüm bunlara ilaveten tutum ve davranış hataları varsa bunların çalışılması, kişinin iyilik halinin sürdürülmesinde oldukça kıymetli bir öneme sahiptir.

Aile içi çatışmalar bir stres faktörüdür. Bu noktada bir uzmandan aile danışmanlığı almak oldukça önemlidir. Evde size düşen en önemli görev ise yakınınızın düzenli tedavi olmasını desteklemek.”

Çevresel faktörler bipolar bozukluğu tetikliyor

Çevresel faktörlerin bipolar bozuklukta tetikleyici bir role sahip olabildiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir Yağız, “Aile içi çatışmalar, sosyal desteğin azalması, alkol madde kullanımının olması gibi durumlar var olan hastalığın yeniden alevlenmesinde, tetiklenmesinde rol oynayabilir. Hatta eğer ailenin veya çevrenin hastalığa yönelik farkındalığı düşükse, kişinin tedaviye ulaşmasında birtakım engellere ve ihmale sebep olabilir. Bu nedenle yalnızca hastanın farkındalığının arttırılması değil, ailenin de eğitilmesi oldukça önemlidir.” dedi.

Tedavi süreci nasıl işliyor?

Tedavi sürecine ilişkin bilgi veren Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir Yağız, sözlerini şöyle tamamladı:

“Süreç hakkında genel bilgi verecek olursam; yatarak tedavi gören bipolar bozukluk hastalarında temel olarak hem psikiyatrik tedavi uygulanır hem de düzenli bireysel psikoterapi seansları yapılır. Aile ile çalışılır ve aile tutum açısından, hastalığa yönelik farkındalık açısından güçlendirilir. Taburculuk sonrası süreçte, takipler düzenli şekilde sağlanır ve hastanın işlevselliği ve iyilik hali belirgin ölçüde, kişiden kişiye değişen seviyelerde geri kazandırılır.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ