USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Sağlık

BATI TİPİ BESLENME ÇOCUKLARDA ASTIM SIKLIĞINI ARTIRIYOR

BATI TİPİ BESLENME ÇOCUKLARDA ASTIM SIKLIĞINI ARTIRIYOR

BATI TİPİ BESLENME ÇOCUKLARDA ASTIM SIKLIĞINI ARTIRIYOR
30-03-2023 05:07
08-12-2023 22:20
<p><strong>BATI TİPİ BESLENME ÇOCUKLARDA ASTIM SIKLIĞINI ARTIRIYOR</strong></p> <p><strong>Son yıllarda çocukluk çağında astım, egzama ve besin alerjileri gibi kronik hastalıkların görülme sıklığı arttı. Bu artıştan çevresel etmenler, modern yaşam tarzı ve beslenmedeki değişiklikler sorumlu tutuluyor</strong>. <strong>Hazır ve işlenmiş besinlerin yüksek oranda tüketimine dayanan Batı tipi beslenme modelinin çocuklarda astım sıklığını artırdığını belirten <strong>Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Betül Karaatmaca,</strong></strong><strong> </strong><strong>buna karşın </strong><strong>Akdeniz tipi beslenmenin astımdan koruduğunu vurguladı. </strong></p> <p>Bağırsaklarımızda bizimle dost olarak yaşayan, bağışıklık sistemimize omuz veren mikrobiyatamız, yaşamın ilk yıllarında anne sütüyle beslenme ile zenginleşerek gelişmeye başlar.  Bağırsakları adeta bir kale duvarı gibi mikroplardan ve alerjenlerden koruyan mikrobiyatamız; besinlerin sindirimi, vitaminlerin sentezi, bağışıklık sisteminin düzenlenmesi, zararlı mikropların dışlanması, toksinlerin ve kanserojenlerin uzaklaştırılması gibi görevleri yerine getirir. Modern yaşam tarzında özellikle işlenmiş ve hazır gıdaların, bağırsak mikrobiyatasını olumsuz yönde etkileyerek çocuklarda alerjik hastalıkların artışına sebep olduğunu belirten <strong>Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Betül Karaatmaca </strong><strong>bu durumu ortaya koyan bilimsel çalışmaları ve astımdan koruyan beslenme önerilerini paylaştı. </strong><strong> </strong></p> <p><strong>Bağırsak Mikrobiyatasının Çeşitliliğinin Azalması Alerjenlere Duyarlılığı Artırıyor</strong></p> <p>Bağırsak mikrobiyatamızı ve bağışıklığımızı destekleyen en önemli besinlerden biri lifli gıdalardır. Amerika’da yapılan bir çalışmada haftada 30 farklı çeşit bitkisel besin tüketenlerin en zengin bağırsak mikrobiyatasına sahip oldukları ortaya koyuldu. Bağırsak mikrobiyatasının içeriğinin değişmesi bağışıklık sistemini etkiliyor, zararlı mikrop ve alerjenlere duyarlılığın artışına neden olabiliyor.</p> <p><strong>Akdeniz Tipi Beslenme Astımdan Koruyor</strong></p> <p>Pediatric Allergy and Immunology<em> </em>dergisinde yakın zamanda yayınlanan bir makalede Batı tipi beslenme dediğimiz hazır besinlerin yüksek oranda tüketiminin çocuklarda astım sıklığını arttırdığı, aksine Akdeniz tipi beslenmenin ise koruyucu olduğu ortaya koyuldu. Ayrıca yaşamın ilk yıllarında tek tip beslenme yerine günlük diyette besin çeşitliliğin sağlanması durumunda 6 yaşında astım görülme sıklığının azaldığı belirtildi. Öyle ki günlük diyete eklenen her farklı besin için astım riskinde %26' lık bir azalma olduğu rapor edildi. </p> <p><strong>Meyve, Sebze, Balık ve Yoğurttan Zengin Bir Diyet Astım Riskini Azaltıyor</strong></p> <p>Avrupa’daki pek çok ülkeyi kapsayan çocukların hamilelikten itibaren uzun süreli takip edildiği başka bir çalışmada; meyve, sebze, balık ve yoğurt açısından zengin bir diyet tüketilmesinin yine 6 yaşında astım riskini azalttığı gözlendi. Özetle bu çalışmalar bize bağırsaklarımızdaki iyi mikropları yani mikrobiyatamızı doğal ve tek tip besinle değil çok sayıda besinle beslersek astım olma riskimizin azaldığını söylüyor. </p> <p><strong>Doğru Beslenme, Uzun Süreli İlaç Kullanma İhtiyacını Ortadan Kaldırıyor</strong></p> <p>Tüm bu bilgiler ışığında, hem kendimizi hem çocuklarımızı alerji ve romatizma gibi hastalıklardan korumak ve bağırsak mikrobiyatamızı güçlendirmek için işlenmiş gıdalardan uzak, çeşitli lifleri içeren Akdeniz tipi sağlıklı bir diyet uygulamamız uygun olacaktır. Beslenmemizi düzenleyerek hastalık riskimizi azaltabilir ve böylece uzun süreli ilaç kullanma ihtiyacımızı da ortadan kaldırabiliriz. "Tıbbın Babası" Hipokrat’ın da dediği gibi “Bütün hastalıklar bağırsaktan başlar. Bağırsak hasta ise vücudun geri kalan kısmı da hastadır”.</p> <p><strong>Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD) Hakkında:</strong></p> <p>Ülkemizde alerji ve immünoloji alanında kurulan ilk dernek olan Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği (AİD), erişkin- çocuk alerji ve klinik immünoloji uzmanlarını bir çatı altında toplamaktadır. Alerji ve Klinik İmmünoloji biliminin ve hizmetinin ülkemizde gelişimine katkı sağlamayı ve alerjik – immünolojik hastalıklar konusunda toplumda farkındalık oluşturulmasını hedefleyen AİD, uluslararası katılımlı kongre ve bilimsel toplantılar gerçekleştirerek branş hekimlerinin ve ilişkili sağlık personelinin en yeni bilgiler ile güncellenmesi sağlanmaktadır. Uluslararası bilimsel kurumlarla (AAAAI, EAACI, SIAF, WAO) iş birliği yapan dernek bu iş birliklerinin ışığında uluslararası kurumların düzenlediği kongre ve kursları ülkemizde başarıyla gerçekleştirmiş, ülkemizi başarıyla temsil ederek biliminin ilerlemesine önemli bir katkı sunmuştur. Yine farkındalık yaratma misyonuyla öne çıkan dernek, üyeleri için bilimsel toplantılara katılımı için maddi destek sağlamakta dernek üyeleri dışında da bedelsiz bir şekilde kurs ve okul şeklinde çeşitli eğitim toplantıları düzenlenmektedir.</p> <p><strong> </strong></p>
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ