<p style="font-weight: 400;">Meme kanserinin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu belirten Radyoloji Uzmanı Dr. Canan Özkılıç, erken teşhis ve tedavi ile hastalıktan tamamen kurtulmanın mümkün olduğunu söyledi. Erken tanıda ultrasonografi ve mamografinin önemine dikkat çeken Dr. Özkılıç, şu bilgileri verdi:</p>
<p style="font-weight: 400;">“Özellikle kadınların korkulu rüyası olan meme kanseri, tüm dünyada gittikçe yaygınlaşıyor. Her sekiz kadından birinin yakalandığı meme kanseri meme dokusunu oluşturan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması ile oluşuyor. Meme kanseri olan bir kadın, erken tanı ve doğru tedavi yöntemleriyle hastalığı tamamen yenebiliyor. Meme kanseri belirtilerini tanımak meme kanserinin ilerlemesine engel olabilmek açısından çok önemli. Bu nedenle meme kanseri belirtilerini fark edebilmek için her kadının 20 yaşından sonra kendi meme muayenesini yapması gerek. Meme kanseri belirtileri arasında en belirgini memede ele gelen kitledir. Ele gelen kitle meme dışında koltuk altında da olabilir. Eğer kitle büyümüş ise meme ucunun içeri doğru çekilmesi, meme ucundan kanlı ya da kansız akıntı gelmesi, memede ödem oluşması, kızarıklık ve portakal görünümü de meme kanseri belirtileri arasındadır. Ancak erken teşhiste ana yöntem ultrasonografi ve mamografidir. Düzenli yaptırılan ultrason ve mamografi, meme kanserinde erken tanı koyabilmek adına çok büyük önem taşımaktadır. Düşük dozda radyasyon ışını kullanarak görüntü elde edilen mamografi, meme kanserini en erken evrede tespit eden tek yöntemdir. Hiçbir şikayetin olmaması durumunda bile 20 yaşından sonra 3 yılda bir doktor kontrolü yapılmaya başlanmalıdır. 40 yaşından sonra ise, yılda bir kez mutlaka muayane olunmalı ve her yıl mamografi gerekmektedir.”</p>
<p style="font-weight: 400;">Ailesinin geçmişinde meme kanseri öyküsü olanların mutlaka belirli aralıklarla ultrason muayenesi yaptırması gerektiğini dile getiren Gaziantep Özel Anka Hastanesi Radyoloji Uzmanı Dr. Özkılıç,” Bazı kadınlar radyasyon nedeniyle mamografi çektirmek istemiyor. Ancak günümüzde mamografilerin radyasyon oranları çok düşük. Yani gün içinde televizyondan, telefon ve çevreden aldığımız radyasyondan daha fazla değil. Bazı kadınlar da mamografinin ağrılı olduğunu düşünüp kaçınıyor. Oysa işlem sırasında yapılan sıkıştırmada memesi yoğun olanlarda bir miktar ağrı olabilir. Ama az sıkıştırılarak yapılan işlemde tanı değeri düşüktür. Söz konusu ağrı kabul edilebilir seviyededir. Yılda en az bir kez yaptırılacak olan mamografi meme kanserinin tanısında büyük öneme sahip ve henüz fiziki muayene bulgu vermeyen kanserler saptanmaktadır. Meme kanseri olan bir kadın erken tanı ve doğru tedavi yöntemleriyle hastalığı tamamen yenebiliyor.”dedi</p>
<p style="font-weight: 400;">Meme sağlığımızı korumak için farkında olmanın yetmeyeceğini, ertelememek ve harekete geçmek gerektiğini belirten Dr. Özkılıç,” Gaziantep Özel Anka Hastanesi olarak öncelikle kadınlara kendi kendine meme muayenesi eğitimi verip, risk altındaki kadınlar için erken teşhis olanağı sağlıyor ve ileride kansere yakalanma ihtimallerini aza indirmeyi amaçlıyoruz. Diğer yandan kanserli doku nedeniyle memenin tümünün alınması pek çok kadın için istenmeyen bir durum. Bu nedenle güncel tıp uygulamalarında memenin mümkün olabildiğince korunmasına yönelik cerrahi yöntemler tercih ediyoruz. Gerekli olduğu takdirde, plastik ve rekonstrüktif cerrahi uzmanlarımızın da tedavi sürecine katılımıyla hastanın memesini doğal haline dönüştürecek operasyonlar gerçekleştiriyoruz. “diye konuştu</p>
Sağlık
Kanserde erken teşhis için mamografiden korkmayın!
Kanserde erken teşhis için mamografiden korkmayın!