<p>Divan Otel’de Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen ve Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nca yürütülen Yerel Yönetimlerde Etik Farkındalık Projesi kapsamında toplanan çalıştayta konuşan Şahin, Cumhurbaşkanlığı Etik Kurulu’nun ilk şehir gezisine Gaziantep’ten başlatıldığına dikkati çekti.</p>
<p><strong>BAŞKAN ŞAHİN: ETİK KURALLAR ÜZERİNDE DURULMASI GEREKİR</strong></p>
<p>Şahin, şöyle devam etti: “Yerel yönetimde etik kurulu, hesaba çekilmeden kendi kendimizi hesaba çekmeliyiz konu başlığını oluşturur. 40 dakika ilerimizde koca bir kargaşa var, gözyaşı ve kan var. Ekonomik kalkınmanın tek başına insanı mutlu etmediği, milli ve manevi kalkınmayla topyekûn bir seferberlik gerektiren bir dönemi yaşıyoruz. Dünya sürdürülebilir kalkınmadan söz ediyor. Ancak dünyanın insani ve vicdani bakışını ne kadar eksik olduğunu görüyoruz. Çevresel kalkınmanın ekonomik kalkınmayla entegre edilmediği zaman ekolojiyi bozuyoruz. Yöneticilerin insani bakış açısını geliştirmesi gerekmektedir, çok önemli bir sınavdan geçiyoruz. Manevi değerleri ne kadar özümsüyoruz, ne kadar geleceğe taşıyoruz, ne kadar kurumsallaştırıyoruz. Bu noktada etik kurallar üzerinde durulması gerektiğine inanıyorum. Akıllı şehirler noktasında çok başarılıyız, ancak cumhurbaşkanımızın manifestosunda hesap verilebilirlilik, katılımcılık, dürüstlük, şeffaflık gibi değerler en az teknik değerler kadar önemlidir. Konfiçyüs, ‘Ülkenizi cezalarla yönetebilirsiniz, bunda başarılı da olabilirsiniz insanları cezayla yola da getirebilirsiniz, ama utanma ve şeref duygusu sağlayabilmeniz için mutlaka erdem ve etik değerlerle ülkeyi yönetebilirsiniz’ der. Ülkeyi, erdem ve etik değerlerle yönetirseniz insanlar, iyilik ve doğruluğu bulmaya çalışır. Tam da zamanın ruhu bize bunu emrediyor.</p>
<p><strong>VATANDAŞ MEMNUNİYETİNİ SAĞLAMAK ŞART</strong></p>
<p>Bizler Sahabe kültüründen, ‘komşu açken tok yatan bizden değildir’ anlayışından geliyoruz. O zaman bu kadar zengin ve fakir arasındaki fark niye? Sosyal barışı ve adalet sağlayamazsanız mutlu şehirler oluşturamazsınız. Vatandaş memnuniyetini sağlamamız için manevi değerler üzerine kendimizi kodlamamız şart. Türkiye Belediyeler Birliği olarak, manevi değerler üzerinden teknolojiyi kullanarak katılımcılığı, dürüstlüğü ve şeffaflığı sağlayarak halkla paylaşmak üzerine yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Toplum vicdanını rahatsız edici çalışmalar yapmadan, çalışmaları toplumla paylaşarak onların görüş ve önerilerini alarak kendimizi kodlamamız gerekiyor. Mekanizmaları güçlendirerek ‘ben yaptım oldu’ anlayışından çıkarak birlikte ne yapabiliriz anlayışına dönmemiz lazım. Bizim gibi metropol kentlerde mekanizmayı güçlü tutmamız gerekiyor. Kent Konseyi’nden tutun da Beyaz Masa’ya kadar teknolojiyi kullanarak vatandaş odaklı sistemi işletiyoruz. Vatandaşların ihtiyaçlarına göre sürekli kendimizi yeniden çek etmeli, resetlemek gerekiyor. Ülkemiz için 81 milyon kentimiz için 2 milyonun bizlere emanet olduğunu bu emanette onların rızasını almamız gerektiğini önceleyen anlayışı merkeze koymak gerekiyor. Ekonomik olarak kalkınmak istiyoruz, bu coğrafyada güçlü olmak gerekiyor ama tek başına olmuyor, maddi, manevi ve milli değerler üzerine kendimizi kodlamazsak, sistemimizi kodlamazsak, vatandaş memnuniyetini sağlayamazsak günün sonunda mutlu şehirleri yakalayamazsınız.”</p>
<p><strong>TOPTAN: TÜRKİYE’Yİ İYİLİKLER, DÜRÜSTLÜKLER, ŞEFFAFLIKLAR ADASI HALİNE GETİRECEĞİZ</strong></p>
<p>Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanı Köksal Toptan, “Mezopotamya’nın o büyük zenginliğin başına konmuş taç gibi duran Gaziantep’te olmaktan ben ve arkadaşlarım büyük bir heyecan ve mutluluk duyuyoruz. Benim için Gaziantep, farklı anlamlarda ifade ediyor. 2008 yılı ocak ayında çıkarılan kanunla Gaziantep, Gazi unvanını yasayla aldı. 2008 yılı Şubat’ta beratı aldım. Buraya geldim ve bu güzel şehre, bu güzel başkana teslim ettik. Türkiye’de yasa ile düzenlenen 3 Gazilik var. Biri Türkiye Büyük Millet Meclisi, ikincisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür ve üçüncüsü Gaziantep’tir. Bu şehirde olmaktan, buraya gelen diğer illerdeki insanlarla ve tartıştaki konuların geleceği ile ilgili daha ümit var. Değerli dostlarımız, arkadaşlarımız, konuyla ilgili araştırmalar yaptılar. Çıkan bir sonuç var. Türkiye’de özellikle yerel yönetimlerde arkadaşlarımıza karşı yerleşmiş bir algı var. ‘Burada doğru iş yapılmaz’, ‘buradan iş çıkmaz’, ‘yasalar zorlanarak yapılır’ deniyor. Yerel yönetimlere karşı da olumsuz algıyı giderileceğine dair umutlarda mevcut. Olumsuzluk yüzde 70 üzerindeyken, Türkiye’de etik kurallar yerleşir mi bu algı değişir mi? sorulan soruların büyük bir oranda cevabı evet. Bu bizi umutlandırıyor. Halk, görünürlük şekliyle yerel yönetimlerin yaptığı olumsuzluklara bakıyor. Bu işlerde kadın ayrımcılığı, siyasi ayrımcılık var mı? diye sorulduğunda büyük bir oran var. Bunu önemsemeliyiz. İnsanımız fıtratı itibariyle olumsuzluğa daha çok bakan bir yapıda ama o fıtratın yüzünü çevirdiğimizde AB tarafından desteklenen bu proje, etik kodların seçilmiş ve atanmış yerel yöneticilere aktarılmasından ibarettir. Kurulumuz bunu yapmaya çalışıyor. Alanında bana göre Türkiye’nin en iyi yetişmiş insanlarından kurulan bu kurul, 2004 yılında yasayla faaliyete geçmiş, bugüne kadar 100 civarında etik ihlali vardır kararı vermiştir. Herkes kararın doğru olduğuna hemfikirdi. Bu anlayışı ortak sürdürdüğümüzde Türkiye’yi iyilikler, güzellikler, dürüstlükler, şeffaflıklar adası haline getirmemiz hiç de zor değildir” dedi.</p>
<p><strong>GÜL: YANLIŞ ALGILAR ORTADAN KALDIRILSIN</strong></p>
<p>Gaziantep Valisi Davut Gül ise, “Etik kurulu, çok önemsediğimiz bir kuruldur. Herkes bir başkasının etik kurala uymasın bekliyor. En azından bu kurallara ben uyayım denmiyor. Topyekun bizim silkinmemiz ve kendimize gelmemiz lazım. herkes görevini en iyi şekilde yapacak, etik kurulu sadece kamu kurumlarında geçerli ama özel sektörde de esnaf iyi esnaf olacak, müteahhit iyi bir müteahhit olacak, ilk geldiğimde okullarda ve okul aile birlikleri üzerinde yoğun bir şikayet vardı. ‘Bizden para toplanıyor hani para toplanmayacaktı, tüm masrafları devlet tarafından karşılanacaktı, bu paralar ne olur’ sorusuyla karşılaştık. Bu algıyı ortadan kaldırmak lazım. Hiçbir okul müdürü ve yönetici bir lirayı farklı yerde kullanmaz. Şeffaf olmak lazım hesap verebilir durumda olmak lazım, bu paraların nerelere harcandığını periyodik bir şekilde okulların web sitelerinde duyurulsa iyi olur. Böylece ailelerde oluşan yanlış algıyı kırmış olursunuz. 3-5 lira çok önemli değil ama aileler daha fazla okullarına sahip çıkacaklardır. İnsanlar bir lirada olsa paraların nereye gittiğini görmek istiyor” diye konuştu.</p>
Gündem
ŞAHİN: MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLER, EKONOMİK KALKINMAYI DESTEKLEMELİ
ŞAHİN: MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLER, EKONOMİK KALKINMAYI DESTEKLEMELİ