Siyaset

KILIÇDAROĞLU:MEDYA BASKI ALTINDA

KILIÇDAROĞLU:MEDYA BASKI ALTINDA

KILIÇDAROĞLU:MEDYA BASKI ALTINDA
30-05-2018 13:28
30-05-2018 14:19
<p>Dün Gaziantep’e gelen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun tek ziyaret ettiği sivil toplum örgütü Gazeteciler Cemiyeti oldu. İktidarın güç zehirlenmesi yaşadığını belirten Kılıçdaroğlu, iktidarı eleştiren gazetecilerin ise yazdıklarından ve düşüncelerinden dolayı hapiste olduklarına dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, Gaziantep’in Suriyelilere kucak açan bir kent olduğunu da belirterek “Suriyeli kardeşlerimizle bir sorunumuz yok. Ancak bu kardeşlerimizin artık evlerine dönme vakti gelmiştir” dedi.</p> <p>Ana Muhalefet Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İbrahim Ay ve yönetimini ziyaret etti. Basın mensuplarıyla bir araya gelerek özgür medyanın önemine vurgu yapan Kılıçdaroğlu basın mensuplarının baskı altında olduğunu söyleyerek; “Eğer Gazeteciler yazıklarından, kalemlerinden, düşüncelerinden dolayı hapistelerse o ülkede demokrasiden bahsedilemez. Medyanın 4. güç olması halkı doğru bilgilendirmesine, gücün yanlışını kamuoyuna aktarmasına bağlıdır. Böylece gücün; halk için, millet için çalışmasını sağlamış olur. Gücün kamu tarafından kontrol edilmesini de sağlamış olur.” dedi.</p> <p>MEDYANIN VARLIK NEDENİ GÜCE TESLİM OLMAK DEĞİLDİR</p> <p>Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İbrahim Ay’ın son derece etkili bir konuşma yaptığını dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu; “Medyanın önemini hepimiz biliyoruz, çağdaş demokrasilerde medya 4. güç olarak adlandırılır. Yani; Yasama, Yürütme ve Yargıdan sonraki 4. güç medyadır. Medya kamu görevi yapmaktadır çünkü kamunun aydınlanması ve bilgilenmesi için medya vardır. Medyanın varlık nedeni güce teslim olmak değil, gücü denetlemektir. Güce teslim olan medya medya olmaktan çıkar sadece gücü temsil eden bir organa dönüşmüş olur. Medya gücün yanlışını denetlerse o zaman medya gerçek anlamda demokratik bir kurum olarak toplumun sorunlarını dile getiren bir organa dönüşmüş olur.” sözlerine yer verdi.</p> <p>GAZETECİLER DÜŞÜNCELERİNDEN DOLAYI HAPİSTE</p> <p>Anayasanın 28. Maddesine dikkat çeken Kemal Kılıçdaroğlu o maddede ‘Basın hürdür sansür edilemez’ yazdığını hatırlatarak; “Ama bugün geldiğimiz noktada basının hür olduğu ve sansür edilmediği bir gerçekle karşı karşıya değiliz. Tam tersi basın ve basın mensupları büyük baskı altındadır.  Bizi derinden etkileyen olay ise 15 Temmuz darbe girişiminden sonra çok sayıda gazetecinin hapse atılmasıdır. Gazetecilerin düşüncelerini özgürce ifade edebildikleri ölçüde dünyada demokrasisi gelişmiş bir ülke olarak adlandırılır. Eğer Gazeteciler yazıklarından, kalemlerinden, düşüncelerinden dolayı hapistelerse o ülkede demokrasiden bahsedilemez. Cumhuriyet Halk Partisi olarak medyayı 4. güç olarak anayasaya yazalım diye bütün siyasi partilere açık ve net çağrımız da oldu. Medyanın 4. güç olması halkı doğru bilgilendirmesine, gücün yanlışını kamuoyuna aktarmasına bağlıdır. Böylece gücün; halk için, millet için çalışmasını sağlamış olur. Gücün kamu tarafından kontrol edilmesini de sağlamış olur.” dedi.</p> <p>MEDYA ÇALIŞANI HABERİNİ ÖZGÜRCE YAZABİLMELİ</p> <p>Medyanın bağımsızlığı ve özgürlüğü açısından yapılması gerekenler olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu; “ Özellikle yerel medyanın desteklenmesi gerekiyor. Basın İlan Kurumu’nun bu bağlamda yeniden yapılandırılması gerekiyor. Basın İlan Kurumu’nda yerel medya temsilcilerinin olması gerekiyor. Basın İlan Kurumu’nun vereceği ilan bedellerinin mutlaka ekonominin günlük koşullarına uygun hale getirilmesi gerekiyor. Uzun süredir Basın İlan Kurumu’nun fiyatlarının sabit kalmış olması yerel medyada büyük sorunlar yaratmaktadır. Medya çalışanlarının kesinlikle sendikalı olması lazım çünkü medya çalışanı aynı zamanda medya patronuna karşı da bağımsız olabilmelidir. Haberini özgürce yazabilmeli ve haberinin arkasında durabilmelidir. Medyaya ve sendikasına güvenerek; ‘ben doğru bir haber yazdım ve o doğru haberin arkasında duruyorum’ diyebilmelidir. Bu özgüveni gazetecilere vermek durumundayız.” ifadelerine yer verdi.</p> <p>TRT AYRIMCILIK YAPIYOR</p> <p>Yasasına göre tarafsız olması gereken TRT’nin tarafsızlığını kaybettiğinin altını çizen Kemal Kılıçdaroğlu; Seçimlere gidiyoruz daha önce referandumda da olmuştu ve ondan önce de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olmuştu, TRT büyük ölçüde tarafsızlığını kaybeden bir kurum olarak karşımızda duruyor. Biz o dönem Yüksek Seçim Kurulu’na TRT’yi şikayet etmiştik ve tarihinin en ağır cezalarını aldı. Tarafsız olması gereken bir kurumun tarafsız olmadığı bir mahkeme tarafından kabul edildi ve ceza kesildi. Şimdi aynı süreci yaşıyoruz, seçime giren adaylar arasında ayrımcılık yapılıyor, </p> <p>edilemez’ yazdığını hatırlatarak; “Ama bugün geldiğimiz noktada basının hür olduğu ve sansür edilmediği bir gerçekle karşı karşıya değiliz. Tam tersi basın ve basın mensupları büyük baskı altındadır.  Bizi derinden etkileyen olay ise 15 Temmuz darbe girişiminden sonra çok sayıda gazetecinin hapse atılmasıdır. Gazetecilerin düşüncelerini özgürce ifade edebildikleri ölçüde dünyada demokrasisi gelişmiş bir ülke olarak adlandırılır. Eğer Gazeteciler yazıklarından, kalemlerinden, düşüncelerinden dolayı hapistelerse o ülkede demokrasiden bahsedilemez. Cumhuriyet Halk Partisi olarak medyayı 4. güç olarak anayasaya yazalım diye bütün siyasi partilere açık ve net çağrımız da oldu. Medyanın 4. güç olması halkı doğru bilgilendirmesine, gücün yanlışını kamuoyuna aktarmasına bağlıdır. Böylece gücün; halk için, millet için çalışmasını sağlamış olur. Gücün kamu tarafından kontrol edilmesini de sağlamış olur.” dedi.</p> <p>MEDYA ÇALIŞANI HABERİNİ ÖZGÜRCE YAZABİLMELİ</p> <p>Medyanın bağımsızlığı ve özgürlüğü açısından yapılması gerekenler olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu; “ Özellikle yerel medyanın desteklenmesi gerekiyor. Basın İlan Kurumu’nun bu bağlamda yeniden yapılandırılması gerekiyor. Basın İlan Kurumu’nda yerel medya temsilcilerinin olması gerekiyor. Basın İlan Kurumu’nun vereceği ilan bedellerinin mutlaka ekonominin günlük koşullarına uygun hale getirilmesi gerekiyor. Uzun süredir Basın İlan Kurumu’nun fiyatlarının sabit kalmış olması yerel medyada büyük sorunlar yaratmaktadır. Medya çalışanlarının kesinlikle sendikalı olması lazım çünkü medya çalışanı aynı zamanda medya patronuna karşı da bağımsız olabilmelidir. Haberini özgürce yazabilmeli ve haberinin arkasında durabilmelidir. Medyaya ve sendikasına güvenerek; ‘ben doğru bir haber yazdım ve o doğru haberin arkasında duruyorum’ diyebilmelidir. Bu özgüveni gazetecilere vermek durumundayız.” ifadelerine yer verdi.</p> <p>TRT AYRIMCILIK YAPIYOR</p> <p>Yasasına göre tarafsız olması gereken TRT’nin tarafsızlığını kaybettiğinin altını çizen Kemal Kılıçdaroğlu; Seçimlere gidiyoruz daha önce referandumda da olmuştu ve ondan önce de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olmuştu, TRT büyük ölçüde tarafsızlığını kaybeden bir kurum olarak karşımızda duruyor. Biz o dönem Yüksek Seçim Kurulu’na TRT’yi şikayet etmiştik ve tarihinin en ağır cezalarını aldı. Tarafsız olması gereken bir kurumun tarafsız olmadığı bir mahkeme tarafından kabul edildi ve ceza kesildi. Şimdi aynı süreci yaşıyoruz, seçime giren adaylar arasında ayrımcılık yapılıyor, bir adaya olağanüstü zaman ayırılırken bir adaya kısmen ayıp olmasın diye zaman ayırılıyor diğer adaylar ise hiç görülmüyor. O adaylar da bu ülkenin adayları o adayları da destekleyen vatandaşlarımız var. Vatandaşlarımızın o adayların neler söylediğini bilme ihtiyaçları var. Bunu yapması gereken TRT’nin iktidarın borazanına dönüşmesi kabul edeceğimiz bir uygulama değildir. Bunun hesabının mutlaka verilmesi lazım. İktidarda olanla eğer korkmuyorlarsa TRT’yi serbest bıraksınlar. Güçlerini devletin bir kurumundan alan bir kişinin Türkiye’yi yönetme şansı yoktur. Özgürlüğe, demokrasiye, vatandaşların doğruları bilmesi gerektiğine inanıyorsa eğer TRT’yi serbest bırakmalıdır. Yasasında tarafsızlık olan bir kurumun tarafsız olmaması demokrasinin bir ayıbı olarak karşımızda durmaktadır. Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun da denetimlerini objektif yapması gerekiyor. Özellikle televizyon kanalları üzerinde denetimleri var bu denetimin objektif yapılması en büyük arzularımızdan birisidir.” şeklinde konuştu.</p> <p>SURİYELİLERİN ÜLKELERİNE DÖNMELERİ LAZIM</p> <p>Gaziantep’i tarihin koktuğu bir kent olarak tanımlayan Kılıçdaroğlu; “Bağımsızlık mücadelesinin verildiği bu kentte Suriyeli kardeşlerimiz var. Suriye’deki iç çatışmadan kaçan ve ülkemize sığınan Suriyelilere kucak açtık. Bir sorunumuz yok onlarla. Ama Suriye’de çatışma dönemi neredeyse bitti. Bu kardeşlerimizin artık kendi ülkelerine dönmeleri lazım. 30 milyar dolar onlar için para harcandı. Helali hoş olsun. Bu ülkenin fakiri, fukarası, zengini, herkes, buna bir şeklide katkı verdi. Kendi ülkelerine dönmeleri gerekiyor.” sözlerine yer verdi.</p> <p>ORTADOĞU BARIŞ VE İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI’NI KURACAĞIZ</p> <p>Gaziantep’te yaşan Suriyelilerin zaman zaman sorun yaşattıklarını bildiklerini ve bunun için çözümlerinin belli olduğunu dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu; “Biz CHP olarak Ortadoğu’yu barış iklimine dönüştürmek istiyoruz. Kendi seçim bildirgemizde bir teşkilat sözü verdik. Bunu gerçekleştireceğiz. Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı. Bu teşkilatın kurucuları arasında 4 ülke olacak. Türkiye, İran, Suriye ve Irak olacak. Dört ülke bir araya geleceğiz, bu teşkilatı kuracağız. Böylece egemen güçlerin Ortadoğu’da bu 4 ülkeden bağımsız olarak bir şey yapması mümkün olmadığı gibi, zaman zaman 4 ülkeyi çatıştıran, barıştıran politikalarından bağımsız olarak bu dört ülke kendileri oturup, kendi sorunlarını çözebilecek. Bu dört ülkenin kendi sorunlarını çözebilme kapasitelerine sahip olduklarına inanıyorum. 4 ülke bir araya geldiğinde de, Suriye’de de Irak’ta da barış olacak, Türkiye ile İran arasında da barış iklimi egemen olacaktır. İnsanlar kendi ülkelerinde, topraklarında </p> <p>huzur içerisinde yaşayacaktır. Tarihsel derinliği olan ticari, sosyal, kültürel ilişkilerimiz daha fazla gelişmiş olacaktır. Ortadoğu’da Müslüman kanı akmayacaktır, barış egemen olacaktır. Gaziantepli, Urfalı kardeşlerimiz de rahat edeceklerdir. Daha da önemlisi 81 ile dağılmış olan ve bir gelecek kaygısı taşıyan Suriyeli kardeşlerimiz de kendi ülkelerine dönmüş olacaklardır. Sorunun çözümü siyasidir 4 ülke bir araya gelerek ortak politika üretmeliler.” diye konuştu.</p> <p>DEMOKRASİNİN YILMAZ SAVUNUCULARIYIZ</p> <p>CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na ziyaretinden dolayı teşekkür eden GGC Başkanı İbrahim Ay; “Sayın Genel Başkanımızın Gaziantep’teki ilk durağı geçmiş yıllarda da olduğu gibi Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti oldu. Sayın Genel Başkanımızın yerel basına verdiği önemin farkındayız. Genel Başkanımızı 2.5 yıl önce yine Cemiyetimizde ağırlamıştık. Basın olarak, özellikle yerel basın olarak demokrasinin yılmaz savunucularından birisiyiz.  Bu ziyaretlerden mutlu olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Geçtiğimiz aylarda Marmaris’te Anadolu Medya Buluşması’nda Türkiye’nin dört bir yanından katılan yerel basının sahipleri, temsilcileri tarafından o toplantıda yerel basının sorunları ve sıkıntıları konuşulmuştur.” sözlerini kaydetti.</p> <p>EMEK VERMİŞ KÖKLÜ BİR KURUMUZ</p> <p>Gazeteciler Cemiyeti hakkında da bilgi veren Ay; “Biz temelleri 1969 yılında atılan Güneydoğu’nun en önemli STK’larından birisiyiz. Bu meslekte nice şehitler vermiş yılmamış, emek vermiş köklü bir kurumuz. Önümüzdeki yıl, 50. kuruluş yıldönümümüzü kutlayacağız.” dedi.</p> <p>SORUMLULUKLARIMIZ ÇOK DAHA FAZLA</p> <p>“Gazi şehrimiz bir barış, kardeşlik şehri. Yüzbinlerce sığınmacıyı bünyesinde muhafaza eden ensar bir şehir.” diyen İbrahim Ay; “Dolayısıyla sorumluluklarımız çok daha fazla, yükümüz ağır. Gaziantep Ortadoğu’daki olaylardan çok fazla etkilenen şehirlerin en başında yer alıyor. Umuyoruz ki bölgemizde yanan ateş bir an önce söner, coğrafyaya barış gelir. Misafirlerimizin büyük bir kısmını evlerine uğurladıktan sonra işimize, aşımıza, ticaretimize ve ihracatımıza daha fazla odaklanma fırsatı buluruz.” ifadelerine yer verdi.</p> <p>TÜM SİYASİ PARTİLERİMİZE BAŞARILAR DİLİYORUZ</p> <p>24 Haziran’da yapılacak seçimler hakkında konuşan Ay; “Ülkemizi 24 Haziran’da önemli bir seçim bekliyor. Biz buradan tüm siyasi partilerimize başarılar diliyoruz. Seçimler demokrasinin gereğidir ve son sözün vatandaşa bırakılacağı tarihlerdir.  Bu seçimde de vatandaşımız son sözünü 24 Haziran’da söyleyecektir. Umuyoruz ki bu dönemi de birbirimizi kırmadan, dökmeden, incitmeden, sağduyulu bir şekilde atlatırız. Bunun için siz siyasilere ve biz basın mensuplarına büyük görev düşmektedir. Bizler yerel basın olarak bu konudaki sorumluluklarımızı yerine getirmeye büyük önem gösteriyoruz. Yapılacak olan seçimlerin ülkemize, milletimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Genel Başkanımıza canı gönülden başarılar diliyorum.” şeklinde konuştu.</p>
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER