<p><strong>“4 bin konkordato, 860 iflas… Her iki saatte bir şirket konkordato ilan ediyor. Eğilim böyle devam ederse, yıl sonunda rakam 4 bin şirketi bulacak.” Bu tespitler bana ait değil. Yönetim şirketi CRIF’ın Ticaret Sicil Gazetesi’nden derlediği bilgilerden ve bunu haberleştiren Dünya Gazetesi’nin ortaya koyduğu gerçekten söz ediyorum.</strong></p>
<p>Açıkçası bu hiç hoş bir tablo değil. Sayıları itibariyle baktığınızda aslında bir reel sektörün çöküş öyküsü bile sayılabilecek nitelikte. Sadece tek fark, Türk reel sektörünün bu konuda sırtını yere getirmekten hoşlanmayan yapısı. Fakat bir önlem alınmazsa çok uzun sürmeyecektir.</p>
<p>Çünkü benim 21. yüzyılın ‘Şu Çılgın Türkler’i olarak nitelendirdiğim, ülkenin sanayicileri için de dayanma gücünün bir sınırı var. Öyleyse onların her şeye rağmen üretme duygularını, boş vaatler ile heba etmek yerine harekete geçmemiz lazım.</p>
<p>Bu tablo karşısında yakınmak başkalarının işi olmalı. Önemli olan şu anda gündemimize almamız gereken konu, bu işten nasıl çıkacağımız, işi tersine çevirecek, en azından hasarı azaltacak boyutlara nasıl ulaşabileceğimizdir.</p>
<p>Hele ki yönetim biliminin teknolojiyle buluştuğu, doğru kurgulamanız halinde KOBİ niteliğindeki işletmelerde durumu tersine çevirmenin mümkün olduğu bu ortamdaki fırsatın kaçırılmaması gerektiğini düşünüyorum.</p>
<p>Film sona erdiğinde hep birlikte ağlamaktansa, kalkıp bir şeyler yapmalıyız. Burada da en büyük görev oda, birlik veya derneklerden oluşan mesleki sivil toplum örgütlerine düşüyor. 81 ilde eş zamanlı bir seferberlik başlatmalı, işin uzmanlarıyla firma yetkililerini bir araya getirmenin yolunu bulmalıyız.</p>
<p>İstisnalar olmakla birlikte bu yapılar, böylesi bir süreci far görmüş tavşan gibi izlemekten vazgeçmelidir. En büyük çatı örgütleri olan TÜRKONFED, TOBB ve TİM’in bir önce konuyu (gerçekten) gündeme alması gerektiğini düşünüyorum.</p>
<p>Aksi takdirde bu kayıplar zincirleme etkiyle hızlanacak ve günün sonunda hem sektörler, hem de Türkiye ekonomisi için işsizlikten alacaklar problemine kadar bir dizi beraberinde getireceği daha büyük problemlere neden olacak.</p>
<p>Tek bir ricam var. Kamu hiç karışmasın. Karışacaksa, hamilik yapsın. Uzaktan izlesin. Günün sonunda ortaya çıkacak ortak rapor doğrultusunda atacağı adımlar varsa onu atsın. Aksi takdirde bu tip toplantılara kamu yetkilileri gelince, kimseyi dinlemeden sadece kendileri konuşuyor ve genellikle anlattıkları da kendi hayal dünyalarından ibaret kalıyor.</p>
<p>Devir, oyun oynayacak, hamasetle vakit kaybedecek devir değil. Reel sektöre yönelik operasyon bir an önce başlamalı ve bunu da reel sektör, çalışanından işverenine kadar bizzat kendisi gerçekleştirmelidir.</p>