<p>Asgari ücreti belirlemek için komisyon çalışmaları devam ediyor. Şimdi 2020 yılında ücretin en alt diliminin ne kadar olacağını, işverenin de bunu karşılayıp karşılamayacağını konuşuyoruz.</p>
<p>Elbette şu bir gerçek ki, ne fark verilirse verilsin, 3 – 4 ay içinde elde edilen rakam açlık sınırının yine altında kalacak. Yoksulluk sınırı olan 6 bin 800 TL’nin yakınından bile geçemiyoruz.<br /> <br /> Ayrıca 2 bin 20 TL’nin üzerine ne kadar zam alınacağı konuşuluyor ya, burada bile insanlara samimi davranılmıyor. Oysa gerçek hesaba baktığınızda asgari geçin indirimini düştüğünüzde, ülkedeki gerçek asgari ücret bin 800 TL civarında. Bu gerçeği bile insanlardan saklıyorlar.<br /> <br /> Peki bugün itibariyle gerçek asgari ücret olan bin 800 TL ile ne yapıyoruz? Gece kulüplerinde yemediğimiz gerçek. Bir beyaz eşya firmasının yaptırdığı ‘Türkiye’de Mutfak Alışkanlıkları Araştırması’na göre, aylık mutfak harcamalarımız 935 TL.<br /> <br /> Araştırmaya katılanlar üzerinden ortaya çıkan ülke fotoğrafı içerisinde, insanların yüzde 40’ı dışarıda yemek yiyemediği gibi, eve yemek de söyleyemiyor. Bunda herhangi bir beis görmeyebilirsiniz.<br /> <br /> Fakat bu kriterin tiyatroya gidebilmek, tatile gidebilmek gibi insani gelişmişlik kriterlerinden biri olduğunu düşünürseniz, acı tabloyu daha iyi anlama şansınız olacaktır. Yani bizler masraflarını karşılamaya çalışan, beslenmek yerine tıkınarak günü savuşturan, bankalara borcu olan, ani bir harcamaya ayıracak kaynağı olamayan insanlar haline geldik.<br /> <br /> Nitekim TÜİK’in araştırmalarına baktığınızda da insanlarının ani çıkan bir durum karşısında damlarını bile aktaracak parası olmadığını ortaya koyuyor. Tekrar araştırmaya dönecek olursak: Mutfak alışverişlerinde yüzde 70 ile sebze meyve alıyoruz. Bunu et, tavuk, balık ve bakliyat takip ediyor. Yani bahsedildiği veya algı yaratılmaya çalışıldığı gibi parayı gece kulüplerinde harcamıyoruz.<br /> <br /> Hatta insanların yüzde 21’i yetecek kadar yemek yapmak, yüzde 15’i artan yemekleri hayvanlara vermek, yüzde 14’ü yetecek kadar ürün satın almak yoluyla tasarruf etmenin yollarını arıyorlar. Velhasıl kelam ülkede insanlar geçim derdinde. Biz bununla uğraşırken, Türkiye’deki medyaya baktığınızda ise bambaşka bir algı yaratılıyor. Vurguncu toptancılar, fırsatçı aracılar, doymaz üreticiler ve israf içinde bir toplum. Hatta bunlara iş isteyen haddini aşan işsizler bile eklenebilir.<br /> <br /> Gerçekten bir an için gözünüzü dışarı çıkamadığınız için mahkum olduğunuz TV’den ayırın. Biz ne o TV’deki insanlar gibi mafyatik bir ortamda yaşıyoruz, ne lüks içinde aşk hikayeleri yazıyoruz, ne de her konuda fikri olanların tartıştıklarını yaşıyoruz.<br /> <br /> Biz geçinmeye çalışıyoruz. Lütfen TV’ye değil, kendinize, etrafınıza bakın. Herkesin aynı durumda olduğunu ve fırsatçı diye tabir edilenlerin, yanlış ekonomi yönetiminin gölgeleme çalışmasından başka bir şey olmadığını göreceksiniz.</p>