<p>Türkiye’deki bankalar batık alacakları için, yurtdışındaki bazı bankalar ve finans kuruluşlarıyla masaya oturdular. Konuyla ilgili net bir açıklama yapılmadı ama sorunun büyük olduğunu biliyoruz.</p>
<p>Bunun için banka bilançolarına, söylemlere ya da açıklama ihtiyaç yok. Çok borçlu bir vatandaş ve reel sektör gerçeği zaten bunun sağlamasını bizim için anında yapıyor. Bunun dışındaki göstergeler sadece lafı güzaftan ibarettir.</p>
<p>Elbette burada yapacağınız tercih çok önemli. Yani kurtarma aşamasına giderken hangisini önceliğiniz olarak belirleyeceksiniz. Bu konuda bir açıklama yapan Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan, 2001 krizine atıfta bulunarak bankacılığı kurtaracak bir çalışma içine girilmesi gerektiğini söyledi.</p>
<p>Şüphesiz bankaların ayakta kalması önemli. Ama Türkiye’deki bankaların kaderinin sokaktan ibaret olduğunu da unutmamak gerekir. Yani Arslan’ın altını çizdiği gibi borcunu borçla ödemeye çalışan vatandaş gerçeği gerilerde kaldı.</p>
<p>Bu eskiden geçerliydi. Fakat bugüne geldiğimizde vatandaş, borcunu döndürecek borcu da bulamıyor. O zaman önceliğimizi ağırlığı yabancılara ait hale gelmiş bankaları kurtarmaya vereceğimize, tüketicinin ve reel sektörün kurtarılmasına vermek gerekir.</p>
<p>Aksi takdirde günün sonunda Türkiye’de bankacılık yapanları kurtarır, ama sokağı batırırız. Bu da günün sonunda yine bankacılığın batmasına neden olur. Biraz yumurta tavuk ilişkisi gibi gözükse de buradaki yaklaşımınız, ekonomik tercihlerinizi de belirleyecektir.</p>
<p>Bu nedenle önceliği vatandaşın ve reel sektörünü borcunu ‘nasıl ödeyebileceği’ sorusunun yanıtına vermek gerekir. Şayet siz bu faiz sarmalı içerisinde, geçmiş alacaklarınızı kurtarmanın peşine düşerseniz, çok daha büyük bir problemi önünüzde bulursunuz.</p>
<p>Bankalar alacaklarını kurtarmak istiyorsa, performansını bunu varlıklarıyla birlikte yurtdışındaki finans kuruluşlarına satmak yerine, alacaklı olduğu insanlarla anlaşmaya ve borcuna sadık Türk insanını ödeyebilir noktaya getirmeye odaklamalıdır.</p>
<p>Şundan şüphem yok ki, Türk insanı borcunu ödemeye sadıktır. Gerek geçmişteki krizler, gerekse de insanların eline üç kuruş para geçince borcunu ödemeye çalıştığı gerçeği bize bu kanaati getiriyor.</p>
<p>Fakat görmemiz gereken insanların dönemediği, borcunu ödeyecek geliri elde edemediği, borcunu öderken geçimle ilgili sıkıntı yaşadığı, bunun da zincirleme olarak tekrar reel piyasaları tıkanma noktasına getirdiğidir.</p>
<p>Ekonomiyi rahatlatmak, bankaların batık noktadan uzaklaştırmak mı istiyorsunuz? O zaman yapmanız gereken ilk iş halkın ekonomisini rahatlatmak, firmaları batmaktan kurtarmaktır. Yani anlamamız gereken bankaların geleceği sokağın geleceğine bağlıdır.</p>