<p style="text-align:justify;"><em><strong>Ülkede ekonomiyi ve gelişmeleri, rasyonel zeminde, gelişmelerle konuşmaya çalışırken, bir garip tavırla karşı karşıya kalıyorsunuz. Yaşananları yok sayıp, eylemlerin sonuçlarını analiz etmek yerine, muhatabınızın ergen çocuklar gibi elim sende oynaması ilginç bir durum ortaya çıkarıyor.</strong></em></p>
<p style="text-align:justify;">Sosyal medya üzerinden birbirine yanıt veren lise yaşlarındaki çocukların edasıyla, umacı yaratıp masallarla çocuk kandırmaya çalışan bir çizgi arasında gidip gelen bir yapı ortaya çıktı.</p>
<p style="text-align:justify;">Bunun son örneğini de Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Ekonomi Kurulu Üyesi Yiğit Bulut’un açıklamalarında gördük. Merkez Bankası’nda görevden almalar oldu biliyorsunuz. Öncesinde de Prof. Dr. Kavcıoğlu’nun koltuğuyla ilgili spekülasyonlar ortaya atıldı.</p>
<p style="text-align:justify;">Sonra Yiğit Bulut, sosyal medyada bir açıklama yaptı. Dikkatinizi çekerim resmi bir açıklama yapıp, sosyal medyadan paylaştı demiyorum. Çünkü doğru ve ciddi bir yönetim biçiminde olması gereken bu. Bizde yönetim sosyal medya ile hem geçinemiyor hem de oradan ilk resmi açıklamaların yapılmasının devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığını anlayamıyor.</p>
<p style="text-align:justify;">Ne dedi Bulut attığı twette? “Sayın Kavcıoğlu’nu yıpratmaya yönelik iç ve dış medya kaynaklı saldırı ve yalan haberler en güzel cevabı aldı. Türkiye’nin faiz lobisi ile mücadelesi hız kesmeden devam edecek.”</p>
<p style="text-align:justify;">Peki neymiş bu cevap? Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu bir araya gelmiş. Şimdi bu görüşme cevap mı oluyor? 19. ve 20. yüzyıllardan kalma siyaset yaklaşımıyla bakarsanız ve zorlarsanız belki…</p>
<p style="text-align:justify;">Birinin biriyle görüşmesi yanıt anlamına gelseydi, bu ülkede futbol takımları leblebi çekirdek gibi teknik direktör değiştirmezdi. Ayrıca Yiğit Bulut, 20 ayda dört Merkez Bankası değiştirmiş bir ülkede beşincisinin risk olmaktan çıktığını bilecek kadar sanıyorum ekonomiden anlıyordur.</p>
<p style="text-align:justify;">Burada risk olarak görülen, rasyonel olmayan ve inatlaşma üzerinden kurgulanmış eylemler konusunda baskıların devam etme ihtimali. Doları yükselten de faiz lobisi değil. Öncelikle Türkiye’nin üretimsiz nakit paraya ihtiyacını yüksek hale getirilen yapısıyla, son konuda faizlerin sahte bir enflasyonu bile abartılıp, maliyet göz ardı edilerek düşürülmesi ve bu yolla enflasyonun düşeceğine inanmak gibi çarpık bir yaklaşıma bürünülmesi.</p>
<p style="text-align:justify;">Eğer faizleri bu şartlar altında faiz lobisi düşürttüyse, o zaman adama sorarlar: Niye yaptınız? TL’nin dolar karşısında oranı ve rakamı sürece göre değişse de değer kaybetme trendinin, ekonomik veriler dikkate alındığında sürmesinden daha doğal bir şey yok.</p>
<p style="text-align:justify;">Ani sıçramalar ise tamamen yanlış uygulamalar ve ekonomik temeli olmayan inatlaşmalardan ya da görevden almalar üzerinden sergilenen keyfi tavırdan kaynaklanıyor.</p>
<p style="text-align:justify;">Tüm bunlara bir fotoğraf vererek çözüyorsak, bence buna geç kalmışız. O zaman Merkez Bankası her gün gidip Cumhurbaşkanı ile birlikte fotoğraf versin, ortada ekonomik sorun ve açmaz kalmasın.</p>
<p style="text-align:justify;">Hepsi bir yana acı olan ne biliyor musunuz? Elalemin Mars’ta yaşamı ya da madenciliği konuştuğu ortamda tartıştığımız konuların ve yetkili zannedilenlerin yaptığı açıklamaların düzeyi… Yakında elim sende oynarlarsa da şaşırmam.</p>