<p><font size="3">Tüketici açısından en kritik sürece giriyoruz. Mart ayında virüsle mücadele kapsamında evde kalmasını isteğimiz insanların, mart ayı başında elde ettikleri gelirin sonuna gelindi. Şimdi nisan ayı ile birlikte yeni ödemeler kapıya dizilecek.</font></p>
<p><font size="3">Tüketici Birliği Federasyonu’nun başlattığı çalışma kapsamında esasen olumlu bir tablo ortaya çıktı. ‘Hayat devam etsin diye’ mesajıyla yürütülen çağrı neticesinde elektrik ve doğalgaz fatura ödemelerinin faizsiz ötelenmesi gündeme alındı.</font></p>
<p><font size="3">Ne var ki bunların da ne oranda hayata geçip geçmeyeceğini bilmiyoruz. Umarım herkes sözünde durur ve önemli bir problemi aşmış oluruz. Bankalar konusu ise halen muamma olma özelliğini sürdürüyor.</font></p>
<p><font color="#333333"><font size="3"><font color="#000000">Burada da beklenti var fakat gerçekçi olmak gerekirse, sanılanın aksine çok sınırlarda gezen bankacılık bilançolarının bir anda ne kadar makyajlı olduğu gerçeğiyle de karşılaşabiliriz. Yani burada iyi niyetten çok ‘şartların ne kadar elverip; vermediği’ gerçeğini okumamız lazım.</font></font></font></p>
<p><font color="#333333"><font size="3"><font color="#000000">Gerek ötelemelerde, gerekse de banka borçlarında bir kamu sübvansiyonu olmadan sonuç almak olanaksız. Açıklanan pakette ise sadece ‘yap’ deniliyor, ama nasıl yapılacak sorusunun yanıtını çok ortaya koymuyor. 100 Milyar TL, makro ekonomi içerisinde öyle çok da büyük bir meblağ değil.</font></font></font></p>
<p><font color="#333333"><font size="3"><font color="#000000">Bugün için öncelikli konu, şirketlerin ayakta tutulmaları, işsizlik sıkıntısını derinleştirmelerine engel olunması, sürdürülebilir bir biçimde yaşamaya devam etmelerinin sağlanması ve daha da acili, nisan ayı içerisinde evde kal diyeceğimiz vatandaşın günlük geçiminin temin edilmesi.</font></font></font></p>
<p><font size="3">Tüm bu fotoğrafın içerisinde ise, zaten tartışmalı olan mesela Kanal İstanbul ihalesi gibi eylemlerin ise akılla bağdaşan bir yanı yok. Topyekun bir mücadele gerekirken, yiyecek ekmeğini düşünen insanların gözünün içine baka baka bu tip girişimlerde bulunmak, sadece algı ve sinir bozmaya yarar.</font></p>
<p><font color="#333333"><font size="3"><font color="#000000">Bu nedenle böyle apar topar ihaleyi düzenlemeyi düşünen, bunu iktidara öneren şahsı da ayrıca tebrik etmek gerekiyor. Zorla yaptırılamayacak bir işi, herkesin gözünün içine bakarak yaptıran bu kişi ya da kişilerin iyi niyetli olmadığını ve verilen toplumsal mutabakat mücadelesine de bilinçli darbe vurduklarını düşünüyorum.</font></font></font></p>
<p><font size="3">Ülke, dünyaya da benzer şekilde bu tip bir fotoğraf verirken, önemli noktalardan birini de gerçekçi davranmak oluşturuyor. Bunun en güzel örneğini Sağlık Bakanı Koca’nın yaklaşımlarında görüyoruz.</font></p>
<p><font color="#333333"><font size="3"><font color="#000000">Aynı düşüncede olan da, olmayan da Sağlık Bakanı’nı inandırıcı buluyor. Bunu ben söylemiyorum. Barem şirketinin yaptığı araştırma, Sağlık Bakanı Koca’nın inandırıcılığının kamuoyunda yüzde 75’ler düzeyinde olduğunu ortaya koyuyor.</font></font></font></p>
<p><font color="#333333"><font size="3"><font color="#000000">O zaman gerçeklerin, sorunu çözmenin en önemli anahtarı olduğunu bilerek, açıklanan istatistikleri de sorumluluk içinde vermek gerekir. Mesela tüketici güveni... TÜİK Mart ayında tüketici güveninde yükseliş olduğunu açıkladı.</font></font></font></p>
<p><font size="3">Oysa zorunlu tüketimden kaynaklanan hacimle, güveni karıştırmak, çözüm aşamasında büyük sorunlara neden olacaktır. Evlere kapanmış insanların, günlük ihtiyaçlarını karşılamak adına yaptıkları zorunlu tüketim, tüketici güveninin arttığı anlamına gelmez.</font></p>
<p><font size="3">Bir ülkede tüketici güveninin artıyor olması için, birçok sektörde eş zamanlı alım eğiliminin oluşması gerekir. Sadece gıda, temizlik gibi belli başlı kalemlerde gerçekleşen zorunlu tüketimi doğru okuyamaz ve bunu tüketici güveni olarak nitelendirip, övünç meselesi yaparsanız, sonuçlarındaki sapma umduğunuzda büyük olur.</font></p>
<p><font color="#333333"><font size="3"><font color="#000000">Bu nedenle en azından bir süre, zaten kimsenin inanmadığı istatistikleri kamuoyuyla paylaşırken, daha gerçekçi analizler ve açıklamalar yapmak lazım. Mesela konudan yola çıkarsak zorunluk tüketimi, tüketici güveni diye satmamak gerekir.</font></font></font></p>
<p><font color="#333333"><font size="3"><font color="#000000">Türkiye ve dünya elbette bu virüs sürecini aşacaktır. Fakat sonrasındaki ekonomik süreç virüsü aratacak cinsten olabilir. Buradaki en büyük silah da ekonomik mücadele verilirken, herkesin ikna edilebilir çizgide olmasıdır. Günlük hesaplar için bu çizgiyi olumsuza çevirmeyin.</font></font></font></p>