<p>Türkiye enflasyonla mücadele kapsamında kısa süre önce bir tavır değişikliğine gitti. Bildiğiniz üzere maaş artışları başta olmak üzere, birçok konuda artık gerçekleşen enflasyon değil, hedeflenen enflasyonun esas alınacağı bir yaklaşıma geçildi.<br /><br />Zaten açıklanan istatistikler ve enflasyon oranları, hayatın gerçek yüzüyle bağdaşmazken, bir de böyle bir tavra bürünmenin faturası elbette sabit gelirliye çıkacaktı. Bu mesele tam anlaşılmamışken, öylesine değişik bir sürece girdik ki, alım gücü ekstra bir darbe yedi.<br /><br />Bir tarafta gelirsizlik, diğer tarafta, kısa çalışma ödeneğine geçilen ve gelirin güdükleştiği, hatta ücretsiz izinlerle kaybedildiği ama giderlerin karşılanmaktan uzak hale düştüğü bir pandemi sürecini hep birlikte yaşadık.<br /><br />Haziran başı itibariyle de normalleşmeye geçtiğimiz açıklandı. Fakat aslında ne olduysa ondan sonra oldu. Ürün fiyatlarında öylesine ciddi artışlar ortaya çıktı ve bilhassa dünyada gıda fiyatları düşerken, bizde arttı ki önümüzdeki süreçte çok daha fazla bir problemin ayak sesleri duyulmaya başladı.<br /><br />Şimdi geldiğimiz noktada geliri büyük ölçüde düşen vatandaşa karşı ne yapılacak? Çünkü ürün fiyatlarındaki artışı tamamen fırsatçılığa dayandırırlarsa, gerçeği görmemiş olurlar.<br /><br />İşlerin tıkandığı gerçeğini, hacim sıkıntısından üretimin zorlaşmasına kadar bir dizi faktörle bir arada değerlendirdiğinizde, birim maliyetlerin artmış olması kaçınılmaz. Belki burada ihracatın gevşemesine paralel bir avantaj yakalanabilirdi; o da olmadı.<br /><br />Dolaylı vergiler başta olmak üzere, her ürün grubunda arka arkaya gelen zamlar, arttırılan vergiler, zaten alım gücü düşmüş bir vatandaş fotoğrafını daha da zora soktu. Asıl kritik konu ise, resmi rakamlara bağlı enflasyon oranının düşürüleceğine dair inanç.<br /><br />Temel sorunları halletmeden, enflasyonun düşmesi çok mümkün gözükmüyor. Bir de alım gücünün kaybedildiğini dikkate alırsak, aradaki makas açıldıkça açılıyor. Bu durumda da ortaya bir kaç soru çıkıyor.<br /><br />Sene sonunda rakamlar üzerinden bir enflasyon düşüşü mümkün olabilir mi. Eğer gerçekten oynar ve istatistikleri de elinize alırsanız, ufak bir sapmayla da olsa hedefi yakalarsınız. Ama bu problemi ortadan kaldırır mı?<br /><br />Şayet sene sonu enflasyonunun tek hanelere düşürülme hedefi değişmediyse, dolaylı vergiler üzerinden ürünlere yapılan bu zam miktarlarını neye göre açıklayacağız? Geliri verirken hedeflenen, gideri yaratırken gerçekleşen enflasyon ile mi?<br /><br />Bu süreç böyle devam ederse sene sonunda görece düşürülmüş bir enflasyon üzerinden mi zamlar yapılacak, yoksa hedeflenen enflasyon üzerinden mi? Her ikisi de birbirinden dramatik olsa da nalıncı keseri işleyecektir.<br /><br />Muhtemelen 2021, hissedilen hayat pahalılığının şiddetinin arttığı, buna karşılık ücretlerin güdükleştiği ve alım gücünün daha da kaybolmasıyla iç piyasanın tıkandığı bir fotoğrafa doğru koşuyor. Sizce izlemek yerine, önlem almak gerekmiyor mu?</p>