<p><strong><em>Adamın biri rahatsızlanır ve doktora gider. Doktor kilo problemi olduğunu, mutlaka zayıflaması gerektiğini söyleyip, kendisine bir diyet yazar. Fakat diyet listesi bizim vatandaşı pek tatmin etmez.</em></strong></p>
<p>Boğazına da biraz düşkün olduğu için, arada kaçaklar yapmaya başlar. Diyete muntazam uyduğunu herkese gösterip, öğün aralarında çikolatadan baklavaya, lahmacundan pideye tüm yiyecekleri gizli gizli tüketir.</p>
<p>Fakat her ay da basküle çıkıp kilosunu bir kağıda not etmesi ve dönem sonunda da doktora göstermesi gerekir. Ne var ki diyet hak getiredir. Ne yapacağını bilemeyen vatandaş, ufak ufak baskülün ayarıyla oynamaya başlar.</p>
<p>Kağıt üzerinde zayıflıyor ama normalde kiloyu vermek bir yana kilo üzerine kilo alıyordur. Yıl sonunda doktora gider ve aylık bazda notlarının toptan değerlendirmesini isteyip, diyete ihtiyaç kalıp kalmadığını sorar. Doktor ise sadece acıyarak hastasına bakmakla yetinir.</p>
<p>İşte bizim enflasyon hesabımız da buna döndü. Yükseldikçe sepetle oynayan ekonomi yönetimi, gereken hiçbir şeyi yapmayıp, öte yandan enflasyonun düşmesini istiyor. Ayrıca bu düşen enflasyon üzerinden de, sahte enflasyonu baz alıp faiz uygulaması yapıyor.</p>
<p>Elbette tüm hastalıklar devam ettiği gibi, durum kontrolden de çıktığı için gitgide kronik bir hal alıp, yan etkileriyle beraber daha büyük sorunları beraberinde getiriyor. TÜİK Başkan Yardımcısı’nı değiştir. Merkez Bankası Başkanı’nı görevden al, ama 80 milyar TL hedeflediğin bütçenin, yedek akçeyle beraber 170 milyar TL açık vermesini sorgulama.</p>
<p>Şimdi ocak ayı enflasyonu beklentinin üzerinde çıkınca daha önce oynadıkları sepet ağırlıklarını tekrar ele almaya karar verdiler. Davlumbaz ve çocuk taytını sepete ekleyip, hesap içerisindeki gıda, giyim, ayakkabı ve ulaştırmanın payını düşürdüler.</p>
<p>Alkollü ve tütünlü mamullerin payını arttırdılar ama orada da yüzde 80’lere varan vergi oranı nedeniyle kaçak ya da bandrol dışı tüketim arttığından sepete fazla etki etmeyeceğinin kurnazlığını yapıyorlar.</p>
<p>Hesaplamada sepette ağırlığı düşürülen ürünlerin tamamı, kredi kartı harcamalarının da neredeyse yüzde 60’ını oluşturuyor. Yani kurnazca enflasyonu aşağıya çekip, başarılı ekonomi palavrasını devam ettirme niyeti sergileniyor.</p>
<p>Zaten dünyada herkes bunu akıl etmiyordu. Herkes saftı da bizim ekonomi yönetimi uyanıktı ve böylece kağıt üzerinde enflasyonu düşürerek, başarı elde edecekti öyle mi? Bu yapılan enflasyonu düşürmez ama başka sonuçlara neden olur.</p>
<p>Mesela geçinemeyen insan sayısını arttırır. Daha çok işsizin oluşmasını sağlar. Geçim sorununu arttırırken, firmaların da inanması halinde ciddi maliyet sapmalarına ve sermaye erimelerine neden olur. Sözün özü şu: Baskülle oynayarak zayıflayamazsınız. Gerçekten diyet yapmanız lazım. Çünkü bu haliyle sadece vatandaşı heba etmiyor; kamu kuruluşlarının güvenilirliğini de yerle bir ediyorsunuz.</p>