<p>Ne güzel bir ifadedir değil mi, ihtiyaç hasıl olunca? Genellikle bir zorunluluğu anlatır. Yani esasen normal yapmaktan imtina edilen bir şeyin, ihtiyacın giderilmesi kaçınılmaz hale gelince eyleme geçmekten bahseder.</p>
<p>İşte meseleyi buradan yorumlarsak, Aralık ayı itibariyle 535 bin kişinin yaptığı hareket daha anlaşılır hale geliyor. Neden bahsediyorum; açıklayayım. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin yayınladığı Aralık 2019 Bülteni’ndeki veriden söz ediyorum.<br /> <br /> Bu bültende yer alan istatistiklere göre, Aralık 2019 itibariyle 147 bin kişi ihtiyaç kredisini, 388 bin kişi de kredi kartı ilk defa kullandı. Raporda mesele iktidarın kredi mekanizmasını teşvik etme girişimlerinin sonucu olarak yorumlanıyor.<br /> <br /> Oysa bir konut ya da otomobil almak için borçlanan insanlardan bahsetmiyoruz. Evet bunun adını tam koymak lazım. İhtiyaç kredisi kullanmak ve kredi kartını işleme sokmak, bir mecburiyet ve borçlanma zorunluluğu anlamına gelir.<br /> <br /> Toplamda tüketici borcunun 618 milyar TL’ye, yani yaklaşık 100 milyar dolara ulaşması, üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken bir mesele... Üstelik bireysel borçlanmanın yüzde 52’sini ihtiyaç kredisi ya da kredi kartı borçlanması oluşturuyor.<br /> <br /> İnsanların ihtiyacı ne? Eğer siz çakma enflasyonla zam verip, fahiş zamlarla yaşamasını istediğiniz bir kitle ortaya çıkarırsanız, onlar da başka çıkar yol olmadığı için borçlanırlar.<br /> <br /> Yıllarca bu ülkede borçlanmanın kötü bir şey olmadığı anlatıldı. Ama finansal okuryazarlığın son derece yetersiz olduğu ülkemde, insanlar kullandıkları kredinin aslında borç, hem de yüksek faizle borç anlamına geldiğini kısır döngüye girdiklerini anladıklarında fark ettiler.<br /> <br /> Fakat yıllar içinde 20 milyonu aşan icra dosyasının ortaya çıktığı, herkesin elinin, dilinin, cebinin yandığı bir süreçten sonra, halen borçlanma ihtiyacı bulunuyorsa durup düşünmek gerekir.<br /> <br /> Bu insanların hepsi, tüm tüketim çığırtkanlığına rağmen bugüne kadar gereksiz borçlanmadan uzak durmuşlar. Şimdi ilk kez bireysel kredi ya da kredi kartı kullanma noktasına gelmişler. Sizce bu başlıkta bir uyarı ya da rahatsız edici bir fotoğraf yok mu?<br /> <br /> Şimdi ocak ayında da ihtiyaç kredilerindeki artış hızı yüzde 30’un üzerine çıkınca ekonomi yönetimi bir şeyler yapması gerektiğini düşünmeye başladı. Rivayet o ki, Merkez Bankası artışı sınırlayacak bir zorunlu karşılık uygulaması yapmaya hazırlanıyor.<br /> <br /> Peki niye? “Enflasyonu, ithalatı ve dolayısıyla cari açığı gözetmek adına”... Sadece bu gerekçe bile zam döneminde gelirinde umursanmayan, giderinde üzerine yüklenilen vatandaşın, kimsenin umurunda olmadığını gösteriyor.<br /> <br /> Oysa bunların tamamı çıktıdır. Üzerinde düşünülmesi ve kaygılanılması gereken öncelik, 535 bin kişinin neden ilk kez borçlanmak zorunda kaldığı sorusunun yanıtıdır. Ama kimin umurunda?</p>