<p><em><strong>Ekonomi Gazetecileri Derneği olarak, Anadolu buluşmalarımız sürüyor ve ‘Türkiye ekonomiyi konuşuyor’ demeye devam ediyoruz. Şunu çok net söyleyebilirim ki Anadolu, Ankara ile İstanbul’dan daha gerçekçi ve daha doğru gündemleri tartışıyor.</strong></em></p>
<p>Gündemi meşgul eden, suni ve yaratılmış içeriklerden, kayıkçı kavgasından çok, daha nokta atışı, uzun vadeli projeksiyonları ortaya koyan ve reel ekonomi odaklı bir tavır sergiliyorlar. Buna karşılık siyasetin kısır gündemde ülkeyi boğmasının da ayrıca üzücü ve tahrip edici olduğunun altını çizmek gerekir.</p>
<p>Bu hafta sonu konuklarımız TOBB Başkan Yardımcısı, Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva ve Gaziantep Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Akıncı idi.</p>
<p>Kritik ve çarpıcı yorumlar vardı. Ama Selçuk Öztürk’ün beyin göçü ile ilgili açılımının bence çok konuşulması gerekiyor. Beyin göçü dediğimizde genellikle Türkiye’den yurtdışına kaçırdığımız gençlerimiz akla gelir. Haklılık payı da var. Ama Öztürk’ün şu ifadesi, içeride de problemin hasar verici olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Konya Ticaret Odası Başkanı dedi ki:</p>
<p>“Anadolu’dan beşeri sermaye transferi oluyor. Üniversite sınavına giren, o ilden 100 gencin 90’ı geri dönmüyor. O zaman büyümek isteyen işletme de, nitelikli insan kaynağına ulaşamıyor.”</p>
<p>Bitmedi... “Çaresiz kalan işletme de büyümek istiyorsa büyükşehirlere kayıyor. Yani beyin göçü sadece yurtdışına değil; Anadolu’dan büyükşehirlere doğru da yaşanıyor. Ayrıca ulaşım başta olmak üzere bir dizi maliyet var. Katma değerli ürün üretemeyince lojistik maliyetleri dayanılmaz hale geliyor.</p>
<p>Mesela Konya’da, kilogram değerini ülke ortalamasının yüzde 30u kadar fazla elde etmek zorundasınız ki, rekabeti eşitleyebilesiniz.” Peki çözüm ne? Öztürk, tek bir ilin üzerine yıkılmış ekonomiyle kalkınmanın sağlanamayacağının altını çizerken çoklu sistemi bir kez daha gündeme getirdi.</p>
<p>Kalkınma modelimizi çoklu ekonomik modele geçirmememiz halinde kişi başına gelirin de, zenginleşmenin de artmayacağını ifade etti. Pandemi sürecindeki desteklere de açılım sağlayan Konya Ticaret Odası Başkanı “Destekleri ciro kaybına göre belirlemeliyiz. İki un fabrikası düşünün. Restoran ve benzeri yerlere verenin işleri kötü, market rafına hitap edeninki iyi. Ama ikisine de uncu diye bakılıyor” dedi.</p>
<p>Virüs sürecinde eşitsizliği sadece firma düzeyinde ortaya çıkarmadık. Sınır illeri açısından da büyük bir haksız rekabet olduğu gözleniyor. Mesela Kapıköy Sınır Kapısı... Günde sadece 20 kişi, belli kısıtlamalarla İran’dan geçiş yapabiliyor. Ama ilin ekonomisinde önemli bir yeri var.</p>
<p>Konuyu gündeme taşıyan Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva, diğer gümrük kapılarındaki gibi kontrollü geçiş talep etti. Verdiği şu örnek çarpıcıydı: “Her gün Tahran’dan İstanbul’a 6 uçak kalkıyor. İran Turizm Bakanı, Van’a niye İstanbul aktarmalı gelsin? Van’a virüs yurtiçinden, farklı şehirlerden gelenlerle sirayet etti. Biz her türlü katkıya hazırız. Ama şu an İran’a üç sınır kapısı da kapalı.”</p>
<p>Kara sınır kentlerinin mercek altına alınması gereğine dikkat çeken Takva, “Doğudan batıya çoğunda ortak dertler var” dedi. Piyasaya yönelik bir adım atarken, yaratacağı yıkımı da hesaplamak gerektiğini hatırlatan Necdet Takva, ihracat adına da önemli bir vurgu yaptı.</p>
<p>Azerbaycan’a yönelik potansiyelin farkında olduklarını ve 14 Ocak’ta Türkiye Azerbaycan İşadamları Derneği’ni ağırlayacaklarını belirten Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı “Türkiye’nin batıyla değil, doğuyla rekabet üstünlüğü var. Rekabetçi üstünlüğümüz olan pazarlara yönelik strateji oluşturmalıyız” dedi.</p>
<p>Bu bakış açısını çok önemsiyorum; zira kısa süre önce İran’a yönelik kozmetik fuarı da organize eden, tekstil ve çağrı merkezleriyle istihdam yaratmaya çalışan Van’ın nüfus yaş ortalaması 21, ama işsizliği yüzde 35.</p>
<p>Gaziantep Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Akıncı ise KOBİ’lerin, esnafın gelişimine katkı sağlayacak bir model oluşturduklarını dile getirdi. “Elmacı pazarındaki Ahmet Amca’yı nasıl geliştirebiliriz diye yola çıktık. Ahmet Amca da firmanın genç kuşağını eğitim için bize yönlendirdi” diyen Akıncı, bu modelle küçük işletmeleri çağın yeni ekonomisinin ihtiyaçlarına uygun hale getirmeyi hedeflediklerini söyledi.</p>
<p>Yine Gaziantep’te başlatılan lisanslı depoculuk da çok kıymetli. Özellikle Antep Fıstığı’na yönelik yapılan uygulamayla hem piyasadaki fiyatların dengelenmesi sağlanıyor; hem de ürününü buraya emanet eden çiftçi düşük faizle kredi kullanıp, malını hijyenik şartlarda bekletebiliyor.</p>
<p>Aslında daha pek çok şey anlattılar; çok farklı konuları da konuştuk. Ama sadece bunlar bile gündemin, tartışmanın ne kadar dolu olduğunu, ayakların yere nasıl bastığını bize göstermiyor mu?</p>
<p>Sizce de içi boş gündemlerden sıyrılıp, belki de siyasetçinin saçma gündemine karşılık vermeyip, gerçek meseleleri konuşma zamanı gelmedi mi? Anadolu konuşuyor; konuşuyor da medyada sürekli boy gösterenler neden bu gündemlere kulak vermiyor?</p>