<p>Yakın siyasi tarihimizde başa geçenler zaman zaman damat ya da evlatlarıyla gündem oldular. Daha ziyade tenkit konusu yapılan bu durum siyasilere zorluklar yaşattı. Tek parti döneminde Erdal ve Ömer İnönü, İsmet Paşa’nın oğulları olarak hiçbir zaman ön planda görülmedi. Tam tersine fark edilmemek için özel gayret sarf ettikleri bile düşünülebilir.</p>
<p>Fakat damat Metin Toker iktidardaki Demokrat Parti’yle siyasi kavgalarıyla hatırlanır. Bu mücadele akçeli işler ya da ihale adına değil muhalif gazeteci Metin Toker’in inandığı değerler adına yapılmıştır. Bu dönemin kudretli Başbakanı Adnan Menderes’in Mutlu, Yüksel ve Aydın isimli oğulları da tıpkı Erdal ve Ömer İnönü gibi hiçbir şekilde öne çıkmadı. Hayalet gibi yaşadılar.</p>
<p>Bilindiği gibi 1960 darbesiyle devrilen Demokrat Parti kadrolarıyla kurulan Adalet Partisi, 1964 yılında yapılan seçimlerle iktidara geldi. Başbakan Süleyman Demirel’in çocuğu yoktu ama yeğeni Yahya Demirel’in hayali sunta ihracatı çok uzun yıllar gündemden düşmedi. Daha sonra aynı aileden Murat Demirel’in kurucusu olduğu Ege Bank'ın içini boşaltıp yurt dışına kaçması Süleyman Demirel’e 2. yeğen vakası yaşattı.</p>
<p>Hakkı teslim etmek gerekirse; Süleyman Demirel hukukun işleyişine müdahale etmediği gibi ettirmedi de. Yeğenler fiillerine uyan cezaları çektiler.</p>
<p>1980 yılında yapılan askeri darbe sonrası 1983 yılında yapılan seçimle Anavatan Partisi iktidara geldi. Turgut Özal’ın kurduğu bu partinin iktidarıyla geleneksel devlet anlayışı ciddiyetten uzaklaşmaya başladı. Şortla askeri birlikler denetlendi. Semra Özal papatyalarıyla iktidar ortağı oldu. Ahmet ve Efe Özal renkli, özel hayatlarıyla magazin gündemini işgal etti. Hele kızları Zeynep Özal’ın dillere destan gece eğlenceleri ve Asım Ekrem ile yaptığı evlilik, siyaset ve magazin dünyasında manşet oldu. Semra Özal’ın kabinenin belirlenmesinden, terfi ve atamalara kadar varan gücü Özal’ın ölümüne kadar devam etti.</p>
<p>Ahmet Özal ismi ilk özel televizyon kanalı Star’ın kuruluşunda gündeme geldi. Uzan’lara ortak yapılan Ahmet’in, Turgut Özal’ın ölümüne kadar siyasi ve ticari maceraları sohbetler ve gazetelerde tefrika edildi. Küçük oğlan Efe, ablası ve abisi kadar kabiliyetli olmadığı için magazin basınında fazla yer alamadı.</p>
<p>Yine bu yıllarda Alpaslan Türkeş ve Necmettin Erbakan sadece kendi partilerinde değil, toplumun tamamında saygı uyandıran siyasi parti liderleri oldular. Alpaslan Türkeş’in oğlu Tuğrul ve Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih, babalarının sağlığında hep geri planda kaldılar. Zira siyasi anlayışları ve ciddiyetleri, aileleri ve çocuklarının öne çıkmasına izin vermedi.</p>
<p>Bu bakımdan Deniz Baykal, Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz’da aile bireylerinin ve bilhassa çocuklarının magazin figürü olmasını istemediler. Bugün ise gerek Temel Karamollaoğlu, gerek Meral Akşener, gerekse Kemal Kılıçdaroğlu protokol mecburiyetleri dışında eş ve çocukları ile hemen hiç görüntü vermiyorlar. Bu konudaki aşırı hassasiyetleri toplumun geniş kesimlerince de tasvip görüyor.</p>
<p>Ama Sayın Cumhurbaşkanı’nın oğlu Bilal, magazin yönüyle olmasa da, mali ve siyasi girişimleriyle 17 yıldır ülke gündeminde hep yer aldı. Seçim çalışmalarında devamlı öne çıkışı, kurduğu vakıfların göz kamaştıran faaliyetleri, bağış konusundaki eşsiz becerisi kendisine haklı bir şöhret kazandırdı.</p>
<p>Anadolu’da büyük göç alan Gaziantep gibi şehirlerde, belediyelerin arsa ve finansal destekleri ile tesis edilen öğrenci yurtları AKP adına önemli bir ihtiyaca cevap vermektedir.</p>
<p>Burada önemli bir tespit: Kudretli babaların(Başbakan, Parti Lideri, Cemaat Şeyhi) çocukları, babalarından sonraki hayat mücadelesinden çoğunlukla mağlup çıkarlar. Babaları hayattayken istedikleri her şey istemedikleri kadar önlerine gelir. Bir şeyi elde etmek için çaba göstermeleri gerekmez.</p>
<p>Ancak emri hak vaki olduğunda hayat kavgası için vakit çok geç olur. Ahmet Özal’ın babamı zehirlediler çıkışı; Tuğrul Türkeş’in AKP’den milletvekili seçilmesi ve Fatih Erbakan’ın kaprisli çıkışları müzaheret ihtiyacından başka bir şey değildir.</p>
<p>Ancak bu güçlü babaların seçtikleri damatlar gerçekten mücadeleci olurlar. En azından kayınpederlerinin güvenini kazanmak için oldukça yorulmuşlardır.<br />Genelde de kayınpederlerinin dini ya da siyasi mirasçıları damatlar olur. Hüseyin Hilmi Işık’ın damadı Enver Ören; Süleyman Hilmi Tunahan’ın damadı Kemal Kaçar, Mehmet Zahit Kotku’nun damadı Prof. Esat Coşan. Damatların da vefatı halinde torunları kaldıkları yerden faaliyetlerini sürdürürler.</p>
<p>Meseleye bu örneklerle bakarsak Sayın Cumhurbaşkanı’nın damadı Berat Albayrak’ın mevcut gücü seçilmiş damat olmasından kaynaklanıyor. Bugün ülkemizin hazinesi ve ekonomisinin teslim edildiği Berat Albayrak’a kayınpederi çok ama çok güveniyor demek yanlış olmaz. Zira bu yaptığı bakanlık aynı zamanda sırdaşlık anlamına gelir ki burası çok önemli(!)</p>
<p>Aile sırları kesinlikle gizli kalmalı...</p>