<p>2-PATATES VE SOĞANIN İNTİKAMI.</p>
<p> Henüz başlangıcını yaşamaya başladığımız ekonomik sıkıntıların seçimlerde tercihlerin belirlenmesinde etkili olduğu bilinmektedir. Ekonomik krizlerin iktidarları değiştirdiği siyasi tarihimizde oldukça geniş yer alır. 2002 yılında Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın seçimi kazanması o günkü ekonomik kriz sonucunda olmuştur. Bilindiği gibi merhum Bülent Ecevit’in DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti ekonomik başarısızlıkla seçimleri kaybetmiş ve bütün koalisyon ortağı partiler baraj altında kalmıştır.</p>
<p>17 yıllık AKP iktidarı döneminde 2009 yılında yaşadığımız bütün dünyayı da etkileyen krizin bizi teğet geçtiği süreci birlikte yaşadık. Fakat 31 Mart 2019 seçimleri çok daha ağır bir krizin başlangıcına denk geldi. Henüz yıkıcı sonuçlarını yaşamadığımız için oy tercihlerinin etkilendiği yerler işsizlik ve hayat pahalılığının çabuk hissedildiği büyük metropoller oldu. Büyük şehirler döviz artışlarıyla birlikte ulaşım ve lojistik hizmetlerinin tavan yaptığı yerlerdir. Sanayi yatırımlarının bitmesi konkordato ilanlarıyla iflasların peş peşe gelmesi mevcut işsiz ordusuna yenilerinin katılması sonucu iktidara duyulan güveni elbette azaltmıştır. Büyük şehirlerde oylarda ki gerilemenin izahını bu şekilde yapmak mümkün. </p>
<p> İşsizliğin yanında en büyük handikap yediden yetmişe herkesi etkileyen hayat pahalılığı gerçeğidir. Zira kadın-erkek, çocuk- yetişkin, zengin-fakir, tahsilli –tahsilsiz, köylü- şehirli her bireyin yüz yüze geldiği bu realite olumsuz sonuçları doğurmaktadır.</p>
<p> <strong>Kazanlarda aş pişmezse öfke pişer ve dalga dalga en ücra köşelere kadar uzanır. </strong></p>
<p><strong> </strong>Bilhassa yaş sebze ve meyvedeki astronomik artışlar iktidarın önleme ve saklama çabalarına rağmen insanlarda sıkıntıyı had sayfaya çıkarmıştır.</p>
<p> Bu konuda Tarım Bakanı’nın domates, biber ve diğer sebzelerdeki pahalılığı üretim mevsimi olmaması ile izah ederken, mevsim sebzeleri olan ıspanak, karnabahar ve bunun gibi diğer ürünlerin fiyat artışını makul gerekçelerle izah edemedi. Dolayısıyla arz-talep dengesindeki bozulma fiyat artışlarının temel sebebi olarak kabul edildi.</p>
<p> Bu krizin tek çıkışının yerli üretimi arttırmak olduğu uzmanların ortak görüşü. Esasen tarımsal üretimde kendine yeten yedi ülkeden biri olan ülkemiz maalesef yanlış ekonomik tercihlerle acı sonucu yaşamaktadır.</p>
<p> Dünyada yüzden fazla ülkeden gıda ile birlikte samanı dahi ithal eden ülke durumuna düşürülmek elbette tarım politikalarının iflas ettiği anlamına gelir. Bu çerçevede ithal edilen patates-soğan gibi sebzelerin ülkemizde yetişenlerden çok farklı ve kalitesiz olduğu yoğun şikayetlerden anlaşılmaktadır.</p>
<p> Sebze ve meyvedeki pahalılık konusuna MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’de müdahil oldu. MHP Genel Başkanı niçin sebze meyve konusuna girer anlamak mümkün değil? Zira Sayın Bahçeli evli değil, çoluk çocuk da yok. Bırakın bu ciddi konuyu canı yanan aile reisleri ve ev hanımları tartışsın.</p>
<p><strong>Siz koltuğunuzun bekası konusuna dönün!...</strong></p>
<p><strong> </strong>Geleneksel mutfağımızın ihtiyaç kalemleri içinde soğan ve patatese talep çok fazladır. Bu iki tarımsal ürün ülke sathında evlerdeki mutfaklarda, okul kantinlerinde, yemek fabrikalarında, lüks restoranlarda, hamburgercilerde hatta dürümcülerde vazgeçilmez demirbaşlardandır. İçine konulan değişik katkılarla en zenginden en yoksula kadar sofraların vazgeçilmez lezzet kaynağı haline gelir.</p>
<p>Aynı zamanda ucuzluğu ve besleyici özellikleriyle her kesimin fazlasıyla kullandığı iki temel sebzedir. Yani mutfakların başrol oyuncusudur. Bu kadar çok ihtiyaç duyulan ve kullanılan patates ve soğan fiyatları yedi liraya kadar çıkmıştır. Böylece mutfaklar yangın yerine dönmüştür. Mutfakların vazgeçilmezi olan soğan ve patates bu seçimlerde iktidardan intikamını büyük şehirleri kaybetmek sureti ile aldı.</p>
<p>Siz siz olun yumruk kadar diye küçümsediğiniz soğan ve patatesin şerrinden sakının. Zira bu iki sebze iktidarları nakavt edecek güce sahiptir.</p>
<p>ALİ AYHAN ÖZÇUBUKÇU</p>