<p><em><strong>Bazı konular günlük söylemler arasında o kadar sıradanlaşıyor ki, asıl konuşulması gerekenler, dikkat çekilmesi gerekip, ortaya çıkmış büyük yanılgılar ıskalanıyor. Bunların başında da enflasyon geliyor.</strong></em></p>
<p>Enflasyon bir türlü düşmüyor; buna karşılık da ekonomi yönetimi her seferinde düşük enflasyon vurgusu yapıyor. Elbette bunların hiç biri de hayatın gerçeğiyle alâkalı değil. Sadece kâğıt üzerinde, inandırıcılığı kalmamış rakamlar bazında ele alınıyor.</p>
<p>Enflasyon meselesi niye gündemde, onu ayrıca değerlendirelim ama, sizce de bu süreçte konuşmadığımız tarihi bir yanılgı yok mu? Faiz oranları, ekonominin tüm gerçeklerine, paranın maliyetlenmesine rağmen düşürüldü mü?</p>
<p>Hatta sunulan krediler, muhtemelen yıl sonunda ciddi görev zararları, üzeri kapatılsa bile, bütçede kendisini gösterecek. Peki faizin bu kadar geriye çekildiği, hatta reel anlamda bakıldığında eksi faiz uygulandığı bir ortamda enflasyon neden düşmedi?</p>
<p>Çünkü tez neydi? Enflasyonun nedeni faiz, faizler düşürülürse enflasyon da geri çekilir. Bunun iktisadi bir karşılığı olmadığı zaten biliniyordu. Fakat tez kime aitse ve Ankara’yı kim inandırdıysa böylesine bir akıl tutulması, ekonomi politikası olarak ortaya atıldı.</p>
<p>Oysa dünyanın her yerinde faiz, enflasyonun sonucudur. Yani bir kez daha altını çizelim ki, enflasyon düşmeden faiz düşmeyeceği gibi, tüm zararları göze alarak düşürdüğünüz faiz de enflasyonu geri çekmez.</p>
<p>Şimdi bırakın bu itirafı yapmayı; daha da tehlikeli bir eğilimle tezi doğrulamak adına, enflasyon oranlarını hayatın gerçeğinden tamamen kopartacak bir eğilim içerisine giriliyor. Aradaki artışlar da ya fırsatçılara, ya piyasalara, ya zamlara bağlanıyor.</p>
<p>Kim yapıyor bu zamları? Elbette ekonomi yönetimi değil. Bazen kötü niyetli kişiler, bazen de söz dinlemez piyasalar. Oysa sadece zam oranlarından bile gitsek, enflasyona en büyük katkıyı vergi, harç ve cezalarla ekonomi yönetiminin bizzat kendisi gerçekleştiriyor.</p>
<p>Yani tek haneli bir enflasyon hedefi koyup, yüzde 20’nin üzerinde yeniden değerleme yapmanızın enflasyonun tetiklenmesinde hiçbir katkısı olmayacak, konuyu dönüp dolaştırıp reel sektöre bağlayacaksınız.</p>
<p>Son açıklanan Merkez Bankası ‘Haziran ayı fiyat gelişmeleri raporu’ da bundan başka anlam taşımıyor. Reel sektörün esnafından üreticisine kadar yaptığı zamlara değiniyorlar da, ‘neden’ sorusunu bir türlü sormuyorlar.</p>
<p>Oysa enerjiden ulaşıma, vergi oranlarından pandemiyle gelen farklı iş yapış modellerine kadar bir çoğunda direkt etkileri var. Mesela berberlerde hijyen uygulamaları yapılıyor değil mi? Son derece de doğru bir yaklaşım.</p>
<p>Fakat hijyen malzemesinden tek kullanımlık maske, önlük gibi giderlere kadar o berberin maliyetlerinde yüzde 40 artış olduğunu, buna karşılık da iş hacminin büyük ölçüde düştüğünü biliyor musunuz?</p>
<p>Şayet piyasada yaşananları görmezden gelir ve sadece sonuca bakarak fiyat artışlarından yakınırsanız, gerçekçi olmadığınız gibi, kapanan iş yeri sayısını da patlatırsınız. Birçok ürünün fiyatının artışından yakınan bir ekonomi yönetimi var.</p>
<p>Siz bugüne kadar tütünden akaryakıta her alanda dolaylı vergisinden fedakârlık yapan bir ekonomi yönetimi oldunuz mu ki düşmeyen fiyatlardan yakınıyorsunuz? Şimdi cevaplanması gereken iki temel soru var:</p>
<p>Birincisi faizi düşürmenize rağmen enflasyonun düşmemesi konusunda bir açıklama yapacak mısınız? İkincisi kimin ne kadar zam yaptığını bir kenara koyup, en büyük zamları kamunun yaptığını kabul edip, ‘neden’ sorusunu yanıtını arayacak mısınız?</p>
<p>Ekonomiyi yönetirken, şayet belirtildiği gibi bütün sorunlar sizin dışınızda gelişiyorsa, ya sorunları göz ardı ediyorsunuz anlamına gelir ya da ekonomiyi yönetemiyorsunuz demektir. Hangisi doğru?</p>