<p>Türkiye’nin gıda fiyatları tartışması bitmiyor. Bir tarafta çiftçi kazanamadığından yakınıyor, öte tarafta raftaki fiyatlar tüketici adına ulaşılmaz noktalara koşuyor. Elbette bu aradaki fark kimi zaman enflasyon olarak karşımıza çıkıyor; kimi zaman spekülatörlere ortam hazırlayacak bir gerçek</p>
<p>Sadece gıdada değil, her sektörde regülatör kurumları ortadan kaldırırsanız ve üretimden vazgeçerseniz bundan başka bir sonuç elde etmeniz mümkün değil. Regülatör, yani düzenleyici kurumların neden kurulduğuna bakmaksızın, sapkın bir özelleştirme mantığı içinde yok ederseniz, geldiğiniz bu noktaya da şaşırmanız akılla bağdaşmaz.</p>
<p>Son olarak et fiyatlarını düzenlemek adına 150 milyon TL kaynak bulunduğu açıklandı. Ne kadar garip değil mi? Önce Et ve Balık Kurumu’nu kapattılar; ardından neyi var neyi yok satıp savdılar, sonra işin içinde çıkamayınca Et ve Süt Kurumu’nu kurdular.</p>
<p>Şimdi de et fiyatlarını dengelemek için kaynak bulmalarına sevinmemizi istiyorlar. Benzer bir örnek de Toprak Mahsulleri Ofisi… Eğer buna sadece bilançosuna bakılacak bir kurum olarak yaklaşırsanız ve çılgınca etkisizleştirirseniz, sonra da tarım ürünlerindeki yediğiniz dayağın kaynağını ararsınız.</p>
<p>Bizde serbest piyasa adı altında tanımlaması zor bir sistem uygulandı. Ne bir denetimi vardı; ne de piyasayı dengeleyecek, düzene sokacak kurumları… Daha doğrusu olan kurumları da ortadan kaldırmayı, kamunun ekonomiden elini çekmesi maskesi adı altında alkışlamayı akıl sandık.</p>
<p>Oysa kamunun ekonominin düzenlenmesi ve denetlenmesi noktasında devrede olması, serbest piyasa ile çelişen bir durum değildi.</p>
<p>Fakat temelde üretim anlayışınız yoksa ve piyasada mal bulunmasını yeterli gören bir zihniyete sahipseniz, süreç içinde ortaya çıkan sorunların da nedenini çözemezsiniz.</p>
<p>Türkiye’nin hızla regülatör kurumlarını tekrar hayata geçirmesi gerekiyor. Her fırsatta patates, soğan, et fiyatı tartışması yapacağına, aklı başında bir üretim politikası oluşturması gereğini ne zaman anlayacağız?</p>
<p>Dünyada sıcak para varken ve bu para da bizi beğendiği değil, kazanç kapısı olarak gördüğü için Türkiye’ye de gelirken, bunun şehvetine kapılıp, ekonominin, üretimin dışına çıkar, finansı ekonominin kendisi zanneder hale gelirseniz, bugün spekülatör, fırsatçı, stokçu ararsınız.</p>
<p>Sadece kendinizdeki hatayı görmezden gelirsiniz. Çünkü artık durumu kavramanın da ötesine geçmiş, sizin üzerinizde birilerinin oyun kurduğunu düşünürsünüz. Oysa ortaya çıkan üretimsizleşmeyle yanıt çok bellidir.</p>
<p>Golü kendi kalemize attık.</p>