<p style="text-align:justify;">Ülkede vatandaşın ekonomik durumu artık iktisat bilimine ihtiyaç duymayacak kadar açık seçik ortada. Bir tarafta geçim sıkıntısı öte tarafta işsizlik, borç kıskacında boğulan bir tüketici gerçeğini de ilave ettiğinizde tahammül edilemez noktalara ulaşmış vaziyette.<br /><br />Sadece gözle görüneni baz almayalım. Araştırmalar da bunu ortaya koyuyor. Artık ne yaptığı tam anlaşılamayan TÜİK’in aile geçim araştırmaları bile, ülkede yaşayanların yüzde 70’inin sağlık, dam aktarma gibi acil bir ihtiyaç karşısında köşede kenarda bunu karşılayacak parası olmadığını söylüyor.<br /><br />Böylesine vahim bir tespite karşılık, ekonomiyi yönetenlerin halen yastık altı paralardan medet umuyor olması hem acı, hem de vatandaşının yaşadığı gerçeklere gözünü ne denli kapattığının göstergesi.<br /><br />Yine son gelen iki araştırma üzerinden işin sağlamasını yapalım. Yöneylem Araştırma Şirketi’nin 27 Ekim – 3 Kasım tarihlerini kapsayan haftada, yani taze taze yaptığı araştırma dramatik tabloyu ortaya koyuyor.<br /><br />Araştırmada farklı bulgular var. Lakin en önemli tespit, seçmenin yüzde 90’ının ülkenin en acil çözülmesi gereken probleminin ekonomik kriz olduğunu ortaya koyması. Bu durum üzerinde artık düşünmeyi bile geçip bir şeyler yapmak gerektiğini anlatıyor.<br /><br />Alt bulgulara baktığınızda, işsizlik, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, ücretlerin yetersizliği gibi herkesin günlük yaşamında şahit olduğu sorunların sıralandığını görüyorsunuz. Araştırmaya göre hanelerin yüzde 47’sinde, yani her iki haneden birinde iş arayan bir işsiz gerçeği ortaya konuluyor.<br /><br />Fakat TÜİK’e bakarsanız ülkede işsizlik azalıyor. Seçmenlerin yüzde 48,5’i geçtiğimiz ay yapamadığı en az bir ödeme ya da karşılayamadığını bir fatura olduğundan söz ediyor.<br /><br />Halkın yüzde 72’si Merkez Bankası’nın baskı altında olduğu, yüzde 76,5’i Almanya’nın bizi kıskanmadığını düşünüyor. Peki muhatap kim? Mesela tüm bu yaşanan geçim zorluğunun, artan fiyatların sorumlusu söylendiği gibi fırsatçılar, marketler vs gibi adreslendirmeler mi? Katılımcıların yüzde 55’i bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sorumlu tutuyor.<br /><br />Bir diğer önemli araştırma da gençlerle ilgili. Hani şu iş beğenmeyen ya da nitelikleri yetersiz olduğu söylenen gençler. Gençlerin yüzde 61’i daha iyi bir hayat için umudunu ve gözlerini yurtdışına çevirmiş durumda. Sadece yüzde 13 genç geçinelebileceğini düşünüyor. İstanbul Ekonomi Araştırma’nın bulguları bize ne anlatıyor?<br /><br />Bu tespit gençlerin çok da niteliksiz ve çaresiz olmadığını gösteriyor. Zira niteliğine güvenmeyen, yurtdışında iş aramaz. Her yıl göçen genç miktarına da bakarsanız, asgari ücret tartışmalarının yaşandığı bugünlerde işverenlerin ve işverenlerin üzerinden vergi, prim gibi ağır yükleri tahsil etmeye çalışan iktidarın kendisini sorgulaması gerekiyor.<br /><br />Velhasıl kelam sorunlar ortada tüm çıplaklığıyla ve sokakta bire bir hissedilerek yaşanıyor. Temel sorun ise çözmesi gerekenlerin sorunları yok sayıp, kurumlar üzerinden de insanları yok olduğuna ikna etmeye çalışması olarak gözüküyor.<br /><br />Oysa siz ne anlatırsanız anlatın; medya gücüyle ne tip bir hayal perdesi oluşturmaya çalışırsanız çalışın, insanlar gün sonunda çocuğuna yediremediği ekmeğin ve yetişemediği geçim derdinin farkında. İşte yetkililerin anlayamadığı bu.</p>