<p><strong>Türkiye istatistik Kurulu bence en kritik verisini açıkladı. Ne yazık ki, medyamızda hak ettiği kadar yer bulduğunu söylemek mümkün değil. Oysa Türkiye’nin işi gücü bırakıp buraya konsantre olması gerekiyor. Ne o araştırma? 2018 yılı Yenilik Araştırması…</strong></p>
<p>Şayet bir ekonomide yeni koşullara uyum, katma değer, inovasyon ve benzeri bir çok kavramı konuşuyorsak, asıl odaklanmamız gereken nokta işletmelerimizin bunlara yönelik eğilimleridir.</p>
<p>Esasen umulandan iyi bir fotoğrafla karşı karşıya kaldığımızın altını çizmek gerekir. Yani Türk reel sektörü yenilikçilik anlamında istenen noktada olmasa da, bir yolculuk yapıyor. Elbette bunda ‘ekonomi öğretir’ ilkesinin de payı büyük.</p>
<p>Ama ne gerekçeyle olursa olsun, firmalarımızın yenilik taraftarı, mevcut yapılarını ve yeni yatırımlarını bu doğrultuda algılıyor olması son derece önemli. Araştırmaya göre yenilik faaliyetinde bulunan girişimlerin oranı yüzde 36.</p>
<p>Son derece düşük gelebilir. Fakat ben birçok sektörde iç disiplinini sağlamaktan uzak bir reel sektör gerçeğini dikkate aldığımda üçte birlik payın azımsanmaması gerektiğine inanıyorum. Mesela ürün yenilikçisi firmaların yüzde 60’ının rakiplerinden önce bu ürünleri pazara sunduğunu görüyoruz.</p>
<p>Tam bu noktada fikri mülkiyet ve patent haklarının daha çok korunması, bu konuyla ilgili şikayetlerin daha kısa sürelerde karara bağlanması hayati önem taşıyor. Yani ürünlerini geliştiren firmaların, yani buna sermaye ayıranların mağdur edilmemesi psikolojik bir başlık.</p>
<p>Yine işletmelerin en fazla yeniliği üretim yöntemlerinde tercih etmesi, hem dijital bir ekonomiyi geçiş sürecinde, hem de üretim proseslerinde verimliliği esas alan yaklaşımların yerleşmesinde değerli hale geliyor.</p>
<p>En büyük sıkıntı ise yüksek maliyetler. Aslında bu reel sektörün her branşı için konuşulabilecek bir durum. Belki de teşvik sistemini bu maliyetleri gerçekten düşürecek metotların üzerine kurgulamalıyız.</p>
<p>Araştırmanın içerisinde en kıymet verdiğim tespit ise yenilik faaliyetinde bulunan girişimlerin yüzde 28,4’ünün işbirliği yapmış olması. Esas ekosistemi yaratacak olan ve güç birliği sağlayacak olan nokta bu.</p>
<p>Şüphesiz piyasa koşulları içinde kendi dengesini buluyordur ama idarenin de bu yapılanmalarda farklı uzmanlıkların bir araya gelmesini sağlayacak eğilimleri desteklemesi gerektiğini düşünüyorum.</p>
<p>Yani her biri yenilikçi olmak kaydıyla üretimde, pazarlamada, finansmanda, satın almada ve satışta uzman firmaları işbirliği yapar hale getirmeliyiz. Çünkü bu bizi asıl dünya piyasasında rekabetçi kılacak, başarıları tesadüften çıkarıp kalıcı hale getirecek başlıktır.</p>
<p>Gözüken o ki, bir ekosistem oluştu ve kıymetli bir biçimde eğilimler şekilleniyor. Aman yalan yanlış bilgilerle bu firmaları aldatmayalım. Zira başarının tek bir anahtarı var. Gerçekler…</p>