<p><em><strong>Ve bayram sona erdi. Krediler alındı mı? Hatta bir çılgınlık yapılıp, bir haftalık tatili çin 3,5 sene borçlanıldı mı? Tüm bunları bireyler bazında bilmek mümkün değil. Ama sonbahar için son düzlüğe girildi.</strong></em></p>
<p>Ağustos ayının ikinci yarısından itibaren giderlerin daha fazla arttığı bir sürecin başlangıcını yaşayacağız. Sonbaharla birlikte de en çok konuşacağımız konuların başında enflasyon, işsizlik ve döviz gelecek.</p>
<p>Elbette her biri birbirinden sıkıntılı bu konuları ele almak benim için de tatsız ve arzu etmeyeceğim bir durum. Fakat görünün köy de kılavuz istemiyor. Okulların açılmasıyla birlikte, her ne kadar pandemi formatı olsa dahi, ilk masraflar belirecektir.</p>
<p>Hatta bunu üniversite kayıtlarıyla birlikte başlatmak doğru bir yaklaşım olacak. Çünkü zannedildiği gibi bu ülkede öğrenci olmak da, okutmak da öyle ucuz bir konu değil. Büyük ölçüde alım gücünü yitiren bir tüketici gerçeği ışığında bu harcamalar belki borç bularak, belki de kenara atılmış üç kuruş harcanarak yapılacak.</p>
<p>Ardından havaların soğumasıyla birlikte enerji maliyetleri başta olmak üzere birçok gider kapımızı çalacak. Gıda fiyatlarının en ucuz olması gereken süreci de ne yazık ki pek tatlı atlatmadık.</p>
<p>Sonbaharla beraber gıda, giyim ve benzeri harcamalarımızın daha çok önümüze geleceğini biliyoruz. Tüm bunların ışığında enflasyon, Merkez Bankası’nın öngördüğü gibi nasıl düşecek; büyük bir soru işareti. Elbette kalem oynatılmayacaksa…</p>
<p>Zaten kalem oynatıp, bir de yılbaşında alınacak maaşların üzerine ikinci bir zam darbesi vurulursa, borca batmış ve alım gücünü yitirmiş bir tüketicinin hali daha da sıkıntıya girecektir.</p>
<p>Bunun iç piyasada zorlanmalardan, borç ödemelerine kadar bir dizi sorunu beraberinde getirmesi de kaçınılmaz. Ayrıca bütçe açığını dikkate aldığınızda yeni zamların ve vergi artışlarının da kapıda olduğunu bilmek için medyum olmaya gerek yok.</p>
<p>Ortaya çıkan tablonun da enflasyon ve yaşam koşullarında ilave bir baskıyı getireceğinden şüpheniz olmasın. Bir diğer önemli husus ise, pandemi sürecine zaten sıkıntılı giren reel sektörün borç ödeme döneminin gelmesi, mevcut borçlara ötelenen kamu alacaklarının yüklenmesi, iş hacminin yurtiçinde ve yurtdışında yeterince tatminkâr olmaması binecektir.</p>
<p>Bu durum da reel sektörde, kapanmalara, ödeme sorunlarına ve işsizlik gerçeğinin tetiklenmesine yol açacaktır. Ayrıca gerek reel sektörün ödemeleri, gerek para kaynaklarının tükenmiş olması, gerekse de turizm, ihracat gibi gelir kalemlerinin azalması döviz üzerinde baskıyı arttıracaktır.</p>
<p>Ortaya çıkan hal, hem döviz üzerinde, hem de bağlantılı olarak enflasyon bazında ilave bir baskıyı gündeme taşıyacaktır. Bunların her biri, sıkıntılı ve yönetilmesi gereken bir sürecin başında olduğumuzu gösteriyor.</p>
<p>En ürkütücü olan ise, bu dönemi soğukkanlı, akılcı ve gerçekçi yönetmesi gereken ekonomi yönetiminin, tüm bunlar yokmuş gibi davranması. Gerçekler ile popülizm arasında büyük bir çelişki yaşacağımız bu dönemde ülkenin ihtiyaçlarını tek başınıza karşılayamazsınız.</p>
<p>Ama gerek bireyler, gerekse de reel sektör mensupları olarak yapabileceğiniz bir şey var. Daha çok dayanışma içinde olun. Daha fazla gerçekçi davranın ve her zamankinden daha yüksek oranda bütçe çalışması ihtiyacının gündeminizde olduğunu unutmayın. Yoksa zor bir sonbaharın dökülen yapraklarından olursunuz.</p>